Ayhan Demir-Paidar Demir

Spora,voleybola,Galatasaray’a gönül vermiş iki büyük insan… “Reformcu Kaptan” Ayhan Demir ve oğlu Paidar Demir. Onlar bir yolu açan,yolda birilerinin yürüyebilmesi için ışık tutanlardan;iz bırakanlardan.

Ayhan Demir’in Isparta’dan İstanbul’a gelip Vefalı olarak başladığı kariyeri bittiğinde o, hem Voleybol hem Basketbol Milli Takımları’nın formasını giymiş bir efsaneye dönüşmüştü. Bu döneme sığdırdıkları ise kendi yaşantısının da ötesinde Türk voleybolunun seyrini bambaşka bir rotaya çevirdi.

Ayhan Demir, 1954-1964 yılları arasında, hala sıkça duyduğumuz “Yenilmez Armada” tamlamasını Galatasaray’la özdeşleştiren Basketbol Takımı’nın unutulmazlarından. Aynı zamanda da üst üste şampiyonluklarla ligi domine eden dönemin Erkek Voleybol Takımı’nın kaptanı. Hakkında nasıl bir izlenim olduğunu ise şu anekdotla az çok anlamak mümkün:

1952 Türkiye Voleybol Finalleri. Trabzon’dan beri önüne çıkan kulüpleri bir bir deviren Sürmene takımının karşısında bu kez büyük bir rakip durmaktadır: Galatasaray! Sürmeneli voleybolcuların “Ayhan’ın Takımı” dedikleri Galatasaray, dönemin yenilmez bir takımıdır. Ayhan (Demir) da bu takımın en güçlü oyuncusudur. Sürmeneliler büyük bir gayretle oyunlarını sürdürürler. Ama rakip oldukça güçlüdür. Ayhan’ın takımına mağlup olmaktan kurtulamazlar. Böylece 1952 yılının Türkiye Voleybol Müsabakaları tarihe şöyle geçer: 1. Galatasaray 2. Sürmene Gençlikspor.” Galatasaray gibi bir takımın kimi rakipleri tarafından adıyla değil oyuncusuyla anılması onu diğerlerinden farklı bir kefeye koyuyor. Sadece bununla da sınırlı kalmıyor.

Ayhan Demir hem koçluk hem sporculuk yaparak idare ediyor o dönemleri. Galatasaray’ı bir uluslararası turnuvada üçüncü yapmasının yanı sıra,Milli Takımı Dünya Şampiyonası’nda oynatıyor. Üstelik kendi de forma giyiyor.

“Reformcu Kaptan” resmi olmasa da ülkedeki ilk yabancı müsabaka sayılabilecek Atina-İstanbul karması maçınının oyuncularından biri. Maça gelen Yunan basketbolcuların arasında voleybolcular da olduğu öğrenilince hemen bir müsabaka düzenlenmiş o günlerde.

Yaptıkları bunlarla da bitmiyor. O, aynı zamanda modern voleybolun Türkiye’de ilk adımlarını atmasını sağlayan mihenk taşı ekibin önemli parçası.Türk Voleybol Tarihi hakkında nereye bakarsanız bakın Ayhan Demir adı geçiyor,hemen hemen aynı cümlelerle:

O dönemde Türk voleyboluna yalnız oyunculuğu, antrenörlüğüyle değil; girişimci kişiliğinden kaynaklanan gönüllü yöneticiliğiyle de büyük katkılarda bulunan Ayhan Demir, 1952 yılında -ne yapmış ne etmiş- üniversiteli sporculardan kurulu bir basketbol takımı ile bir voleybol takımını, Mısır’ın davetlisi olarak Kahire’ye götürmüştü.”

Ne yazık ki kulüplerimizin, on yıl önce değişen kurallardan haberi bile yoktu. Takımlarımız dizilişten, pas kaldırmaya, servis kullanmaktan, küt vurmaya kadar tüm hareketleri yanlış yapmaktaydı. Ayhan Demir, önce oyuncu, sonra antrenör, daha sonra da Voleybol Federasyonu Asbaşkanı olarak ülkemizdeki voleybolun gelişmesi için çaba gösterdi.

Mısır’da oyun kurallarını detaylıca öğrenen Demir,döndüğünde bunu ülke voleyboluna uyarlamaya başladı ve belki de voleybolun gelişimini onlarca yıl ileriye itti. O çabaları olmasa,bugün hangi şartlarda,nasıl bir konumda olurduk bilinmez ama spora bu denli gönül verenlere çok şey borçlu olduğumuz kesin…

**************

Böyle bir babanın oğlu olmak da kolay değildi ama önünde muazzam bir rol modeli vardı Paidar Demir’in.Adını talihsiz bir uçak kazasında hayatını kaybeden Paidar Dobra’dan alan Demir, 25 sezon görev yaptığı Galatasaray’ın efsanesi oldu.

1960 yılında doğan Demir,voleybola Galatasaray’la başlamış,genç takımda ise Eczacıbaşı’nın yolunu tutmuştu. Daha sonra Bursa’ya giden unutulmaz ismin sıradaki rotası ise yine sarı kırmızı yuvasıydı.

Onun dönemindeki tabirle “tavan çekmek” konusunda kısa boyuna rağmen büyük fark yaratan Demir’in sıçrama yeteneğinin sırrı rakiplerce hiç çözülemedi.İşini hırsla,tutkuyla,giydiği formanın sorumluluğunun bilinciyle yapan “Pako” saha içinde teknik ve mental olarak başka bir yerdeydi. Kaptanlığın hakkı da ancak böyle verilebilirdi.

Babası “yenilmez” kadronun önemli parçalarıyken,8 numaranın değişmez sahibi yıllardır yenemedikleri tüm takımları geride bırakarak 16 sene sonra tekrar şampiyon olmayı ve üç sene üst üste zirvede kalmayı başaran kadronun sürükleyicisi oldu. Aynı zamanda bu dönemin sonu,Galatasaray’ın da son resmi şampiyonluğu oldu. Avrupa Konfederasyon Kupası’nda da dördüncülük kazanan Demir,42 yaşına kadar aktif spor yaşantısını sürdürdü. Bu dönemde milli formayı en çok giyen isim ünvanını da kazandı.

25 sezonun her birinde takımı sırtlayan,en iyi olmayı başarabilen,başta sonra zirvede geçen bir kariyer;çoğu Galatasaraylı’nın,voleybol deyince aklına gelen ilk isim. Unutulmaz. Kariyerinin ardından içinde yaşadığı dünyadan kopması mümkün olmadı,menajerlikte de büyük başarılara imza attı hem Milli Takım hem de Galatasaray’la. Yapacakları,hedefleri de çoktu şüphesiz ama 1 Temmuz 2006’da ayrıldı aramızdan,çok erken yaşta…

Tüm başarılarının ötesinde Baba Ayhan Demir ve oğlu Paidar Demir gönülden bağlı oldukları spora verdikleri emeklerle,hizmetleriyle geliştirdikleri her bir ibreyle,onları izleyen herkesin hissettiği o çok sevdiğimiz “tutku”ları,”azim”leriyle Türk Voleybolu için hep özel bir yerde olacaklar. Hep yaşayan,hep anılan.

Bu sevgi senden yadigar,büyük kaptan Paidar.

Saygıyla,minnetle…

Related posts

Avantaj Ziraat Bankkart’ın

Haftanın hakemleri açıklandı

Haftanın hakemleri açıklandı

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Devamını Oku...