Röportaj: MERVE YILMAZ ORUÇ
2018’de 12.’si organize edilen FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda Türk takımlarının büyük bir üstünlüğü var. Eczacıbaşı VitrA, 2015 ve 2016’da VakıfBank ise; 2013, 2017 ve 2018’de ülkemize şampiyonluk kazandırdı. Vakıfbank’ın başarıları bununla sınırlı değil. 23 Ekim 2012’den 22 Ocak 2014’e kadar oynadığı 73 resmi maçın tamamını kazanıp “Üst üste en çok resmi maç kazanan voleybol takımı” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmişliği bile var. Kadrosunda alt yapıdan gelen oyuncuların fazlalığı dikkat çekiyor. Biz de bu başarılarının sırrını takımın kaptanı Melis Gürkaynak ve genç oyuncu Buket Gülübay ile konuştuk.
TAKTİK YETERLİ DEĞİL
Kaptan Melis Gürkaynak, Vakıfbank alt yapısından yetişmiş ve 15 yaşında A takıma yükselmiş. 8 yaşında Ankara’da voleybol oynamaya başlayan ve 15 yaşındaki ilk transferi ile İstanbul’a gelerek Vakıfbank’ta oynamaya başlayan Gürkaynak o ğünden bugüne çok şeyin değiştiğini anlatıyor: “İki sezon Beşiktaş ve Galatasaray’da kiralık oynadıktan sonra 2010-2011 sezonunda yuvama döndüm. Takımın başında Giovanni Guidetti vardı. Bu bence Vakıfbank için bir milattı. O sezon diğer takımlara göre daha az bütçe ile büyük başarı elde ettik ve Avrupa şampiyonu olduk. Türkiye tarihinde bir ilkti. Bu başarı bir kırılma süreci oldu.”
Gürkaynak, uzun yıllar oynadığı kulüpte kaptan seçilmesinin de gururunu yaşıyor. “Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Genç oyuncularımızın sayısı fazla. Bu kadar gencin olduğu bir takımda bu görevi üstlenmek kolay değil. Ancak oyuncularımız bu formayı taşımanın önemini bildikleri için bana yardımcı oluyorlar.” diyen kaptan Gürkaynak, başarılarının sadece teknik ve taktikle değil aynı zamanda takım içinde aile olmakla geldiğini söylüyor.
BU FORMA İLE KAZANMAKTAN BAŞKA ÇARENİZ YOK
Çin’in Shaoxing kentinde düzenlenen turnuvada hiç set vermeden kazanan Vakıfbank’ta takım birbirine kenetlenmiş. Bu sayede dünya şampiyonasını kazandıklarını söyleyen Gürkaynak, Vakıfbank formasını giydikten sonra başka bir şansınız olmadığını ve her maça kazanmak için çıktıklarını vurguluyor. Şampiyonada talihsiz sakatlıklar yaşamalarına rağmen genç oyuncuların takıma çabuk adapte olmaları ile şampiyon olduklarını belirten Gürkaynak, “Final maçlarının motivasyonu olmaz derler. Farklı bir motivasyona gerek yoktu. Çünkü çıkılan maç şampiyonluk maçı. Kaybetseydik üzülürdük. Finalleri kazanan hep biz olmak istiyoruz.” diyor.
DÜNYA ŞAMPİYONASINDA TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU
Voleybola 8. sınıfta beden eğitimi hocamın teşviki ile başladım. Voleybola başladığımda hiç bir bilgim yoktu. Okulda amatörce oynuyorduk. Okul bitimine yakın Vakıfbank’ın seçmeleri olduğunu söylediler. Ben de katıldım. 2010 yılında altyapıda oynamaya başladım. Haftada iki gün antrenman yapıyorduk, fazla sorumluluğumuz yoktu. Ancak bu kulübün içine girince çalışmaya başlıyorsunuz. Çok çalışarak ve fedakarlık yaparak bugüne geldim. Eğitim hayatıma da devam ediyorum. İşletme bölümünde okuyorum. A takıma çıkmadan önce Yıldız Milli Takımı’nda dünya ve Avrupa dördüncüsü oldum. Genç milli takımla Avrupa üçüncüsü ve dünya dördüncülüğü yaşadım. Vakıfbank ile birlikte Türkiye şampiyonluğu oynadık alt yapıda. Ancak buralarda elde ettiğim başarılar ile dünya şampiyonu olma hissi arasında çok büyük bir fark var. Dünya şampiyonası için çıktığımız maçlarda oyuncuların hepsi üst seviyedeydi. Sahadaki isimler küçükken bizim izlediğimiz, örnek aldığımız isimlerdi. Onlarla aynı sahada olmak büyük bir gurur. Tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum. Maça çıkmadan önce şarkı söylüyordum. Hem takımı eğlendirmek hem de motivasyonu arttırmak için. İlk defa onların karşısında şarkı söyledim ama beğendiler sesimi. Takım arasındaki uyum çok iyi. Alt yapıdan birbirimizi tanıyoruz. Buradaki tecrübeli isimler bizi hemen aralarına aldılar. Bundan sonra en büyük hedefim hem bu kulüpte hem de A Milli Takım’da ilk 6 oynamak. Büyük başarılar elde etmek, başarı ve davranışlarıyla da örnek bir sporcu olmak istiyorum.