CEV Kupası final maçının ilk ayağını kazanan ve Vakıfbank ile Vestel Venus Sultanlar Ligi final serisi oynayacak olan Eczacıbaşı’nda, kaptanlar Jordan Larson ve Büşra Kılıçlı, SÖZCÜ’ye özel açıklamalarda bulundu.
Türk voleybolunun lokomotifi Eczacıbaşı, yeni bir başarının eşiğinde. Avrupa’nın 2 numaralı kulüp organizasyonu CEV Kupası’nda finalin Belarus’taki ilk ayağını kazanan turuncu-beyazlılar, yarın İstanbul’da 2 set alırsa kupayı kaldıracak.
Yarınki Minchanka maçı ve Vestel Venus Sultanlar Ligi’nde VakıfBank ile oynayacakları final serisi öncesi, kaptanlar Jordan Larson ve Büşra Kılıçlı, SÖZCÜ’nün sorularını yanıtladı.
Nasıl bir duygu burada oynamak?
JORDAN: 50 yılı aşan bir tarihten söz ediyoruz. Kulüp bu seviyede hep en üst düzeyde. Yabancılar da bu yüzden gelmek istiyor. Oynarken onur duyuyor. En iyi kulübün, takımın parçası olmaya çalışıyorlar. Standartları çok yüksek.
CEV Kupası, Şampiyonlar Ligi’nden bir seviye altta. Motivasyonunuzu olumsuz etkiledi mi?
JORDAN: Geçen sezonki sonuç çok üzdü. Bu yıl farklı bir takımla, farklı bir atmosfer yaratmaya çalıştık, herkesin en iyisini vereceği. Antrenörümüz Marco (Motta) çok iyi iş çıkardı.
BÜŞRA: Bu sene daha iyi motive olduk, CEV Kupası veya Şampiyonlar Ligi olduğuna bakmadan. Böyle başladık, böyle devam ettik. Ve önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi’nde olacağız yine. Eczacıbaşı’nın kültüründe kazanmak var.
Geçen yıl ile bu yıl arasındaki fark?
BÜŞRA: Eleştiri yapmak yürek ister! Özeleştiri de öyle. Bir sonraki seviyeye geçirir sizi. Geçen sezon problemler vardı. O sayfa kapandı, bitti. Geçmişe baktığım zaman daha iyi eleştirebiliyorum. Bu sene takım yapısında farklılıklar var. Geçen sezon isim yapıp gelenler vardı. Bu, baskı yaratıyordu. Bu sene beklentiler düşüktü. Bunu kabul etmeyip tam aksine kendimizi gösterdik. “Ben de buradayım” diyenler, aç oyuncular var. Zorlamadık. Kimse çıkıp “Kötü durumdayız. Uyanın!” demedi. Herkes katkı verdi. Yabancı, yerli, en küçüğünden en büyüğüne.
JORDAN: Geçen yıl pek çok şeyi zorladık. Oluruna bırakmadık. Geçen yıl olmayan bağı kurduk. Başarı için ne olması gerekiyorsa onu yaptık. Bu yıl oynadığımız oyundan zevk alıyoruz. Galibiyetler özgüven kazandırıyor. Sahada sergilediğimiz karakter önemli. Savaşıyoruz ve kazanıyoruz. ABD Milli Takımı’nda da öyle. Odak, savaşmak ve kazanmak. Yapabileceğimizin en iyisini yapmak. Yenilgiler bizi yıpratmıyor. Geri dönmek için savaşıyoruz.
İki kupayı da kazanabilecek misiniz?
JORDAN: Her şeyi yaptık, çalıştık, artık savaşıp kazanmak durumundayız. Bundan sonra “Şunu şöyle yapalım” diye bir şey kalmadı. Ekstra bir katkıya ihtiyaç yok. Olursa da kenardan destek alacağız.
BÜŞRA: Ben kupaları kazanacağımızı tahmin ediyorum. İleriyi çok fazla düşünmeden, sadece ve sadece kendimize odaklanarak, yapabileceğinizin en iyisini yaparak sahada. Bunu yaptığımız zaman başarı geliyor.
“SULTANLAR LİGİ CEV KUPASI’NDAN ÖNEMLİ”
JORDAN: İki kupa büyük onur. Ama bence Türkiye Ligi, CEV Kupası’ndan önemli. Sezon başında konuşuyorduk bunu. “Türkiye Ligi’ni kazanırsak her şey farklı olur” diye. Türkiye, Avrupa’nın en iyi liglerinden birine sahip.
BÜŞRA: Hatırı sayılır bir ligimiz var. En iyi, göze batan oyuncular burada. Buradaki savaşı verdiğiniz zaman Avrupa’ya hazır oluyorsunuz. Türkiye’deki takımlarla zaten Avrupa’da da oynuyorsunuz. Bir anlamda iyi bir test. Eskiden 3-4 takım varken şimdi daha fazlasını sayabiliyoruz. Yatırım yapanların direnciyle karşılaşıyoruz. Her sene lige bir güçlü takım dahil oluyor.