O Türk voleybolunun yaşayan efsanesi. Belki de Türk spor tarihinin en önemli başarılarında imzası bulunan da tek isim. VakıfBank’ın kaptanı Gözde Kırdar, kariyerini geçen hafta dördüncü Avrupa Şampiyonluğu kupasını kaldırdıktan sonra sonlandırdı.
Voleyboldaki ilk ödülün çikolatalı gofret son ödülün de Avrupa şampiyonası…
Tabii ki ilk başladığım günden bugüne pek çok şey değişti. Çok şey kazandım, çok şey kaybettim ama değişmeyen şeyler hırsım, azmim ve çalışma arzumdu. Kariyerim boyunca her zaman hırslı, azimli ve çalışkan oldum.
İkizin Özge Kırdar ile Kütahya’dan yola çıkıyorsunuz ve macera başlıyor. 13 yaşında ailenizden ayrılıp İstanbul’a gelmenizin karakterinize, erken olgunlaşmanıza ve başarılarınıza katkısı oldu mu?
Ben ve Özge küçüklüğümüzden beri çok güzel bir ailenin içinde; sorumluluklarını bilerek ve iyi eğitim görerek büyüdük. Daha çok küçükken karakterlerimiz zaten oturmuştu. Ama tabii ki 13 yaşında geldiğimiz İstanbul’da ister istemez çok ergen olgunlaştık ve çizdiğimiz hedef doğrultusunda bıkmadan usanmadan çalıştık.
Tüm kariyerini VakıfBank’ta geçirdin dile kolay 19 yıl. Nasıl özetlersin bu süreci? Neler kazandın, neler kaybettin?
Biraz önce de söylediğim gibi kazandığım kadar kaybettiklerimde çok!.. Ama kaybederken aldığın dersler önemli ve ben o acı ve üzüntüden kendime düşeni aldım. En önemlisi pişman olmadan maçı bitirmeyi öğrendim. Eve gittiğimde ‘Neden o topa vurmadım! Neden o manşeti daha iyi almadım!’ diye kendimi yemek yerine sahada her zaman yüzde 100 verdim ki; ben her şeyi yaptım ama bugün olmadı diyebileyim.
Instagram’a şunu yazmışsın; “20 şampiyonluk, 20 altın madalya, 20 gurur. Görev tamamlandı” bir sporcu daha ne ister?
Tabii ki daha çok madalya daha çok kupalar kazanmak isterdim. Şu durumda bile hâlâ aklımda kaybettiklerim var. Özellikle A Milli Takım da çok daha fazla başarı kazanabilirdik diye düşünüyorum.
Peki hayatı ıskaladın mı tüm bu başarıları kazanırken?
Tabii ki birçok şeyi ıskaladık. Ama bizim işimizin gereği de bu. Eğer başarılı ve kariyerli bir sporcu olmak istiyorsan birçok fedakârlık yapmak zorundasın. Sonuçta şimdi bol bol vaktim olacağı için kaçırdığım, özlemini çektiğim her şeyin tadını çıkararak yaşayacağım.
VakıfBank’ın tutkalı ne kaptan? Bunca başarı nasıl geldi?
Kesinlikle gerçek bir aile olmamızdır. Herkesin birbirini aile gibi görmesi, herkesin birbirinin açıklarını kapatmaya çalışması, saygılı sevgili, çok profesyonel bir kulüp aile çatısı altında çalışıyor olmamız başarımızın en büyük etkenlerinden biridir.
Ne kadar yorgunsun? Vücüdunu da çok yıprattın, omuzun, dizin sakat bildiğim kadarıyla..
İnanılmaz yorgunum. Fizik yorgunluğum kadar mental yorgunluğum da var. Tabii ki bu kadar büyük başarılar elde etmiş ve her sene çıtayı daha da yükselten bir takımda bundan azı da beklenemez. Sol dizim ve omzum ben kendimi bildim bileli sakat ama bu sene çok daha fazla sakatlık yaşadım. Tabii ki bu da çok yoğun antrenman ve maç temposundan kaynaklanıyor. Ama çok şükür inanılmaz bir şekilde bitirdik sezonu o yüzden asla şikayet edemem nankörlük olur! Artık alarm kurmadan uyanacağım…
Zirvede bıraktın, neden devam etmedim birkaç sezon daha oynamaz mıydın?
Belki oynayabilirdim ama en üst seviyede bitirmek istediğim için bu sezonun en iyi sezon olduğuna inanıyorum. Kendi düşüşümü görmek istemedim. Artık annelik duygusunu da tatmak istiyorum. İnşallah o yüzden en güzeli böyle bitirmekti.
‘BİZ KADINLAR DAHA AZİMLİYİZ’
14 inatçı kadının kaptanıydın, kaptan olmanın şifreleri nedir?
Benim için birinci kural; takımda en küçükten en büyüğe herkese saygı duymak. Çünkü sen saygı vermeden saygıyı asla kazanmıyorsun. Herkesin seni örnek alacağını unutmamak. Özel yaşamından, beslenmene, ağırlık salonundaki antrenmandan, basın toplantısına her şey için sen takım arkadaşlarına örneksin ve ona göre davranmalısın. Üçüncü kural ise asla ama asla vazgeçmeyeceksin.
Kadın sporcular Türkiye’de erkeklere göre çok daha başarılı. Bunun nedeni nedir?
Çünkü biz kadınlar daha azimliyiz. Çünkü biz kadınlar tek bir başarıyla yetinmiyoruz. Her zaman ama her zaman daha fazlasını istiyoruz.
Genç kızlara ne tavsiye edersin? Ne yapsınlar?
Öncelikle sabırlı olsunlar, daha sonra çok çalışsınlar.
‘ARTIK ANNE OLMAK İSTİYORUM’
Bir sonraki hayal ne? “Benim çok farklı, çok güzel hayallerim var” dedin veda ederken..
Öncelikle aileme vakit ayırmak istiyorum. Anneannemi, babaannemi daha çok görmek onların hikayelerini daha çok dinlemek istiyorum! Daha sonra en güzel hayallerimden biri olan; yardıma muhtaç olan çocuklarla ilgili birçok şey yapmak istiyorum. Biraz dinlendikten sonra kafamda olan kuruluşlarla iletişime geçeceğim ve elimden geldiği kadar o çocuklara yardım etmeye, elimi uzatmaya çalışacağım.
Sıkılmayacak mısın peki yeni yaşamında?
Neden sıkılıyım? Hayat ondan sıkılmayacak kadar güzel!
Saha dışındaki yeni Gözde nasıl biri olacak?
Bol bol seyahat eden, gitmek isteyip de bir türlü gidemediği oyunlara, konserlere, müzelere giden, İtalyanca öğrenen, yemekle ilgili workshoplara katılan, okuyamadığı kitapları okuyan… Anlayacağınız hayatta kaçırdığı ne varsa onları yakalamaya çalışan bir Gözde olacak.