“Demir Çekiç” lakabıyla tanınan,Çin formasıyla 1981 ve 1985’te Dünya Kupası’nı,1982’de Dünya Şampiyonası’nı,1984’te de Los Angeles Olimpiyatları’nı üstelik MVP olarak kazanan Lang Ping, FIVB’ye başarılarını ve sırlarını anlattı.
Antrenörlük kariyerinde ABD başında Pekin’de gümüş,Çin’in yönetiminde Rio’da altın kazanan Ping,hem sporcu hem antrenör olarak şampiyonluk kazanabilen tek Olimpik voleybol figürü.
Ona göre antrenör ve sporcu olarak başarılı olmanın anahtarı yeteneği keşfetmek ve bunu çok çalışarak geliştirebilmek…
Voleybola nasıl başladınız?
-Orta okuldayken ablam okulumuzun basketbol takımındaydı,ben de onunla oynamak istiyordum. Fakat koçumuz beni bu takıma almadı ve voleybol oynamam gerektiğini söyledi. Maceram bu şekilde başlamış oldu.
Sporla aranızdaki ilk görüşte bir aşk mıydı?
-İlk tutkum basketbol ve uzun atlamaydı. Fakat voleybola başladım ve takım sporunun ne demek olduğunu fark ettim,benim için gittikçe ilgi çekici bir hal almaya başlıyordu.
Başarılı bir kariyer için yetenekli olmak mı yoksa çalışmak mı daha önemli? Sizin kariyerinizdeki en ilham verici kişi kimdi?
-Yetenek ve çalışmanın eşit derecede önemli olduğunu düşünüyorum,bunları birlikte barındırırsanız başarı da sizinle gelir. Milli takımdaki ilk antrenörün Yuan Weimin kariyerimde en büyük rolü oynayan insandır. O benim rehberimdi;sürekli yeni şeyleri dener,daha da üst seviyeye gelebilmem için beni zorlardı.
Kariyerinizdeki en anlamlı an neydi?
-Çin’in ilk Dünya Kupası olan 1981 Şampiyonası,zirvede olduğumuz 1982 Dünya Şampiyonası ve 84 Olimpiyatlarının oyuncu olarak kariyerimde yeri başkadır.
Başladığınızdan beri voleybolda neler değişti?
-Daha hızlı ve güce dayalı olduğunu söyleyebilirim.
Gelecekte voleybol nasıl olacak? Çin Milli Takımı’nı bu gelişmelere nasıl adapte etmeyi düşünüyorsunuz?
-Kadın takımları erkek takımlarına daha da benzeyecek. Hem atak hem defans konusnda daha kapsamlı ve daha hızlı hale gelecek. Çin Milli Takımı tipik özelliklerini teknik ve fiziksel anlamda sürdürmeye devam edecek fakat aynı zamanda Amerika ve Avrupa’nın bazı stilleriyle bunu harmanlamaya çalışacağız.
Hangisi daha zor? Antrenörlük mü oyunculuk mu?
-Oyuncuyken tek düşündüğün sahada elinden gelenin en iyisini yapmak oluyor. Fakat antrenörken tüm takımı düşünmek;antrenmanda,maçta sahadaki tüm elementler için onlara destek olup,onları yönlendirmek gerekiyor.
ABD’deki antrenörlük maceranız size neler kattı?
-Oradayken,ABD voleybol kültürünü ve onların spora bakışını gözlemlemiş oldum. Kültürleri Çin’e göre biraz farklı. Çin’de tüm takım ve teknik ekip ulusal turnuva dönemlerinde adeta birlikte yaşar. Her şeyi birlikte yapar. Amerika’da ise oyuncular sadece antrenman ve turnuvada bir arada. Onlar bizim gibi birlikte değil, ayrı yaşıyor. Ayrıca ABD’de herkes kolejden yetişip geliyor,Çin’de ise yerel voleybol kulüplerinden.
2016 Rio Altını için kariyerinizin en önemli anı diyebilir miyiz?
-En önemli diyemesek de en önemlilerinden biri olduğu kesin. Bunu oyuncu olarak da yapmıştım. O da en az bu kadar güzeldi.
Çeviri:Aslı İleri