Selcan Çağlar: Bir voleybolcunun anıları

Eczacıbaşı ve Milli Voleybol Takımı eski kaptanı olarak 1970-2012 yılları arasında voleybol camiasında yaşamış olan efsane isimlerden Selcan Çağlar’ın kaleme aldığı, ‘Bir Voleybolcunun Anıları Kitabı’piyasaya çıktı.

ÖZGEÇMİŞİ

Selcan Çağlar 24 Aralık 1953 de İstanbul’da doğmuştur. Bayan Voleybol Milli Takım eski oyuncusu, kaptanı ve eski menajeri, Dr. Yüksek Mimar.

AİLESİ: Annesi lise yıllarında voleybol oynamış, tiyatro ve izcilik kollarında aktif görev almış bir ev hanımı, babası gençliğinde devlet bursuyla Almanya’da okumuş bir ziraat mühendisi ve aynı zamanda hukukçudur. Makine mühendisi, Almanya’da öğretim üyesi bir ağabeyi ve ekonomist, eski milli binici ve briççi bir ablası vardır. Şair Behçet Kemal Çağlar’ın yeğenidir.

EĞİTİMİ: İlkokulu Etiler’deki Özel Ata Koleji’nde okumuş, 1972 yılında Özel Alman Lisesi’ni, 1978 yılında da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nü bitirmiştir. Aynı kurumda 1986 yılında “Kentsel Sit Alanlarının Korunması” konusunda Doktora Tezini vermiş ve bu yıllar boyunca Şehircilik Bölümü’nde asistanlık yapmıştır. Mimarlık ve voleybol hayatını uzun yıllar birlikte yürütmüştür. İyi derecede Almanca ve İngilizce bilmektedir.

VOLEYBOL HAYATI: Ortaokul ve lise döneminde okul voleybol takımında, 1970-1974 yılları arasında Galatasaray’da, 1974-1985 yılları arasında da Eczacıbaşı takımında oynamış ve 11 yıl üst üste Türkiye şampiyonu olmuştur. Aynı dönemde Milli Takımın değişmez oyuncusu olarak ve son yıllarında da Milli Takım Kaptanı olarak görevini başarıyla sürdürmüştür. Voleybol hayatı boyunca takım halinde ve kişisel birçok başarılara imza atmıştır. 1980 yılında Eczacıbaşı Bayan Voleybol Takımı o güne dek Türkiye’de hiçbir takım sporunun elde edemediği bir başarıyı yakalayarak Çekoslovakya’da Avrupa Şampiyonlar Ligi 2.si olmuş ve Selcan Çağlar da aynı turnuvada Avrupa Karması’na seçilen ilk Türk voleybolcu olmuştur. 1981 yılında Türkiye’de yılın bayan voleybolcusu seçilmiş, 1982 yılında Milli Takım ile katıldığı Yunanistan’daki Balkan Şampiyonasında “En Teknik ve En Değerli Voleybolcu” unvanına layık görülen ilk Türk voleybolcu olmuştur. 1984 yılında yine Şampiyonlar Ligi finallerine katılarak Almanya’da Eczacıbaşı Takımı ile Avrupa 4.olmuştur. 5-6 Nisan 1985 de düzenlenen uluslararası bir turnuva ile İstanbul’da jübilesini yaparak sporculuk yaşamını noktalamıştır.

TÜRKİYE’DEKİ KADIN SPORUNA ve İMAJINA ETKİLERİ: Bu yıllar içerisinde takım arkadaşlarıyla birlikte Türkiye ve Avrupa’da kazandıkları başarılarla, Türkiye’de kadın sporunun büyük oranda gelişmesine, kamuoyundaki algının çarpıcı bir dönüşümle olumlu yönde değişmesine sebep olmuşlardır. Milli Takımların faaliyetlerine başarısızlıklar nedeniyle ara verildiği bir dönemde voleybola başlayan Selcan Çağlar, özellikle 1970’li yıllarda voleybolun itibar kazanmasında büyük rol oynamıştır. O yıllarda kadın sporcuya iyi gözle bakılmazken, aileler kızlarını spora yollamak istemezken, seksenli yıllara gelindiğinde açılan voleybol okulları büyük rağbet görmüş ve genel olarak kadın sporcu sayısında önemli
artışlar görülmüştür.

Bayan voleybolcular gazeteler, kadın kuruluşları, eğitim kurumları ve benzer kuruluşlarca değişik ödüllere layık görülmüşler ve özellikle TRT’nin maç yayınları, kazandıkları başarılar ve övgüler sayesinde toplumda çok saygın ve popüler bir yere gelmişlerdir. O günlerde atılan adımlar sonucunda, 2000’li yıllara gelindiğinde, Türk Bayan Voleybol Milli Takımı Avrupa ve dünya klasmanında ilk sıralara yükselmiştir. Bu süreç bugün kamuoyunda “Cumhuriyet Tarihi’nin en önemli kadın hareketi” olarak algılanmakta, değerlendirilmekte ve takdir edilmektedir.

ÖZEL HAYATI: 1986 yılında Defne isimli bir kız ve 1989 yılında Derya isimli bir erkek çocuk dünyaya getirmiştir. 1997 yılına dek bir yandan iki çocuk yetiştirmiş, diğer yandan da özel iki firmada mimarlık ve dekorasyon alanında çalışmış, ardından Alman bir iş ortağı ile birlikte, Türkiye ile iş yapmak isteyen Alman firmalarına ticari danışmanlık faaliyetinde bulunmuştur.

SPOR YÖNETİCİLİĞİ: 1996-2000 yılları arasında dönemin Voleybol Federasyonunda Yönetim Kurulu Üyesi ve Bayan Milli Takımlar Sorumlusu olarak voleybol sahalarına geri dönmüş, aynı dönemde Avrupa Voleybol Konfederasyonu müsabakalarında Gözlemci olarak görev almıştır.
1997 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesinin kuruluş aşamasında Üniversite Spor Birimini kurmuş ve değişik branşlarda takımların oluşturulmasını, hazırlanmasını, ulusal ve uluslararası müsabakalarda yer almasını organize etmiştir. 2001 yılında Öğrenci Dekanlığı’na terfi ederek 2004 yılına dek öğrencilerin akademik faaliyetleri dışında yer alan burslar, yurtlar, çalışan öğrenciler, öğrenci kulüpleri, öğrenci birliği, psikolojik destek ve spor birimlerini yönetmiştir. 2004 yılında Eczacıbaşı Bayan Voleybol Takımı menajerliğine transfer olmuş ve 2008 yılında kendi rızasıyla emekli olana dek, yeni bir neslin yetişmesine önayak olmuş ve bu genç kadro ile üst üste üç yıl Türkiye Şampiyonluğu’nu elde etmiştir.

OLİMPİYAT DENEYİMİ: Sporculuk yaşamı sonrası Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne üye olmuş ve TMOK Ücretsiz Spor Okulları Projesinin kuruluşunda ve yıllarca yürütülmesinde rol oynamıştır. Türkiye’nin önemli sporcuları arasında yer alması nedeniyle 2004 yılı Atina Olimpiyatları meşalesinin İstanbul Koşusu’nda yer almıştır. Olimpiyatlara ilk kez katılmaya hak kazanan Bayan Voleybol Milli Takımı ile
birlikte, takım genel menajeri olarak 2012 Londra Olimpiyatlarında görev yapmıştır.

ÖNSÖZ

ÖNSÖZ

Bu benim voleybol yıllarımı anlatan bir anı kitabı. Kendi yaşadıklarımı anlatırken, bende iz bırakan anıları yeniden hatırlarken, doğal olarak o dönemi de aktardım. Sanki başka bir ülkeyi, başka bir çağı anlatıyor gibiyim. O kadar çok şey değişti ki…

On yıllar içerisinde, Türkiye’de Kadın Voleybol Milli Takımı olmadığı dönemden, sıfırdan başlayıp, dünyanın zirvesine oturduk; hem kulüp takımlarımız her yıl Avrupa ve Dünya Şampiyonu oluyorlar, hem de milli takımımız her zaman Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında üst sıralarda yer alıyor.

Bu on yıllar içerisinde dünyada sistemler, imparatorluklar çöktü; yeni ülkeler çıktı, voleybol kuralları değişti, voleybolcuların, takımların fizikleri, kimyaları gelişti.

Türkiye’de ise depremler, krizler, darbeler, kıtlıklar, salgın hastalıklar, devalüasyonlar oldu; sokakta uçuşan mermilerden, akşamları sokağa çıkamadığımız yıllar geçti. Döviz yokluğundan yurt dışına çıkışların üç yılda bir mümkün olduğu zamanlar oldu. Bir kışı yakıtsız geçirdik, evlerde iş yerlerinde, salonlarda kaloriferler yanmadı tüm kış boyunca; yağ, şeker, tüp gaz bulunmaz oldu.

Ne güzel ki, biz voleybol oynamaya devam ettik. Hayat ve içimizdeki çocukça coşku her zaman bu zor koşullara galip geldi. Tarihe düşülen kayıtlar, olaylar, gazete manşetleri, ürkünç haberler aslında bizim yanımızdan geçti, gitti. Bizim hayatımız voleyboldu ve etrafımızdaki çalkantılar spor yaşantımızı etkilemedi. Hayat bizim için etraftaki olaylar değil, kendi maçlarımız, zaferlerimiz, yenilgilerimiz, seyahatlerimiz, yaşadıklarımızdı sonuçta. Hiç sağa, sola bakmadan, kendi yolumuzda yürüdük, gittik ve bu sayede çok başarılı olduk. Hayal bile edemediğimiz yerlere geldik.

Bu yıllar içerisinde değişen çok önemli başka bir şey daha oldu; o da kadın sporcuların toplumdaki yeri ve insanların zihinlerindeki algıydı. Aileler kızlarını spora, voleybola göndermek istemezken, kadın sporculara iyi gözle bakılmazken, her başarımızdan ve televizyondaki maç yayınından sonra, gazetelerdeki boy boy zafer ve gurur tablolarından sonra, kadın voleybolculara ilgi, saygı ve hayranlık arttı. Halk bu voleybolcu kızları böyle sevdi, benimsedi. Kızları da bizim gibi olsun istedi ve voleybol okulları dolup taşar oldu.

Bir araba reklamında denildiği gibi: “Yola çıktığımızda yol yoktu !” Kendi yolumuzu kendimiz açtık; kendi yolumuzu kendimiz yürüdük; ummadığımız, beklemediğimiz, hayalimizin ötesinde yerlere vardık.

Ne mutlu biz, voleybolcu kadınlara

Related posts

Oturarak Voleybol Erkek Milliler, Uzman Posta Avrupa Şampiyonası’nda sahne alıyor

Halkbank’ta galibiyet sevinci

VakıfBank, kız öğrencileri evinde ağırladı

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Devamını Oku...