Fenerbahçe Opet’in İtalyan çalıştırıcısı Stefano Lavarini, Maçkolik’in Kurşun Pas programı için özel açıklamalarda bulundu. Lavarini takımı ve Türk taraftarlar hakkında konuştu.
“Eda, Fenerbahçe’nin bayrağı”
Stefano Lavarini açıklamalarında Fenerbahçe Opet’in kaptanı Eda Erdem Dündar’dan övgüyle bahsetti. İtalyan çalıştırıcı Erdem’in Sarı-Lacivertli ekipteki yerini şu sözlerle vurguladı: “Öncelikle Eda kulübün yüzü, Fenerbahçe’nin bayrağı … Bu kulübün tüm değer ve ilkelerinin temsilcisi olduğunu düşünüyorum. Kulübe katıldığınız andan itibaren bunu anlamak çok kolay. Eda’nın kaptanlığında, takıma referans oluşunda özellikle sevdiğim şey ne kadar tecrübeli olurlarsa olsunlar liderlerin çevrelerindekilere davranışlarıyla, profesyonellikleriyle örnek olmaları. Çok tecrübeli olsa da her zaman daha iyisini yapmak için uğraşıyor ve daha azı asla onu tatmin etmiyor. Her zaman en iyisinde hissetmek için çabalıyor. Burada her bir günden bahsediyorum. Bunu çok önemserim. Antrenmanda olanları çok önemseyen bir antrenörüm. Eda bu anlamda profesyonelliğin harika bir örneği. Bence örnek olmak, liderlik etmenin en iyi yolu.”
“Magda’nın, Eda’nın hayranı olduğunu bilmiyorum”
Lavarini, Eda Erdem Dündar ve Magdalena Stysiak ikilisi içinse şunları söyledi: “Magda’nın, Eda’nın hayranı olduğunu daha önceden bilmiyorum. Geçen yaz milli takımda fark ettim. Türkiye ile maçımız vardı ve Magda’nın Eda’yı aradığını gördüm. Aralarındaki bu harika ilişki nasıl başladı bilmiyorum. Şurası kesin ki Magda, Eda’ya hayranlık besliyor. Sık sık konuşuyorlar, çok güzel bir iletişimleri var. Bence genç bir oyuncunun, sporun simgelerinden birine bu şekilde bakması çok güzel ve bu da harika bir örnek. Eda gibi bu sporun büyük figürleri bu sporda sadece var olmuyor aynı zamanda yeni nesillere deneyimlerini de aktarıyorlar.”
Vargas ve Stysiak’ın pozisyonları nasıl düzenlenecek?
Melissa Vargas’ın Fenerbahçe Opet’e transfer olması ile Magdalena Stysiak ile pozisyonlarının nasıl düzenleneceği ve birinin smaçör pozisyonuna kayıp kaymayacağı sorulan Stefano Lavarini şöyle yanıt verdi: “Şu anda bunlar üzerine pek düşünmüyorum. Özellikle 4 numara oynamak kolay bir şey değil. Kısa sürede icat edebileceğiniz bir şey olmadığını düşünüyorum. Elbette daha çok maçımız var. Melissa’ya formunu bulması için gerekli zamanı vermeli ve aynı zamanda Magda’nın durumunu da kontrol altında tutmalıyız. Günün sonunda kadrodaki tüm kızlar bu seviyede çalışmaya alışkınlar. Kadro seçimlerinin neye göre yapıldığını, kimin daha çok kimin daha az oynayacağını biliyorlar diye düşünüyorum.”
“Her yerin Türkiye gibi görüneceğini bilmiyordum”
Açıklamalarında Türk taraftarlardan da söz eden Stefano Lavarini bu konuda “Türkiyenin büyük bir ülke olduğunu, pek çok insanın yaşadığını ve köklü bir tarihi olduğunu biliyordum. Ama daha önceden bilmediğim şey, nerede maça çıkarsak çıkalım her yerin Türkiye gibi görüneceğiydi. Belçika’da, Hollanda’da oynadığımız milli takım maçları inanılmazdı. Bu anlamda biraz Polonya’ya benziyor. Polonyalılar voleybol bağımlısı. Orada da salon hep dolu olur. Özellikle Avrupa Şampiyonası inanılmazdı. Gerçekten inanılmazdı.” dedi.
Güney Kore – Türkiye maçı sonrası Giovanni’ye dedim ki…”
Filenin Sultanları, 2020 Tokyo Olimpiyatları çeyrek finalinde Güney Kore’ye mağlup oldu. Kaptan Eda Erdem ise maçın ardından çekilen, ağladığı bir fotoğrafı “Bu fotoğrafın profilimde kalmasını istiyorum. Olimpiyatı, bana hissettirdiklerini, yaşattıklarını ve öğrettiklerini asla unutturmaması adına.” sözleriyle Instagram hesabında paylaştı. O dönem Güney Kore’nin başantrenörü olan Stefano Lavarini bu konuda Eda Erdem ile asla konuşmadıklarını söyledi.
Lavarini, Eda Erdem’in paylaşımı için şu değerlendirmede bulundu: “Ama bu çok önemli. Eda’nın davranışı örnek olacak bir konu. Ben de o tarz bir duyguyu anlayabiliyorum. Örneğin kaybettiğim bir finali ya da bir yarışmayı kaybettiğim zaman, rakibin kutlamasını izlemek için orada kalırdım. Orada kalmayı, o duyguyu yaşamayı seçiyorum. Çünkü bir dahaki sefere daha iyi olmak, bir dahaki sefere başarılı olmak istiyorum. Yani kaptanım hakkında anlattığınız şey gerçekten hoşuma gitti. Ama bu konu hakkında onunla hiç konuşmadık. Bu gerçekten zor bir an. Muhtemelen Güney Kore için ne kadar harikaysa Türkiye için de o kadar zordu. Benim asıl aklımda kalan Giovanni ile maçın ardından el sıkıştığımda “Az önce olanlar imkansız” dememdi.”