10 yaşında üzerine giymeye başladığı çubuklu formayı bir daha hiç çıkarmayan Fenerbahçe’nin liberosu Melis Yılmaz Habertürk’e konuştu. Melis, voleybola başlamasında Fenerbahçe Kadın Voleybol takımının o yıllardaki başarılarının çok etkili oluğunu ifade ederken, “O takımları izledikçe merakım pekişti ve oynamaya başladım” diye konuştu. Genç libero takım kaptanı Eda Erdem Dündar için ise “Aslında Türk kadınını çok iyi temsil eden bir bayrak oyuncu” şeklinde konuşurken bir de dikkat çekici anısını paylaştı.
Fenerbahçe’nin genç liberosu Melis Yılmaz, HT Spor Evden Röportajlar’ın konuğu oldu. Voleybola 10 yaşında Fenerbahçe Spor Okulları’nda başlayan genç yıldız, 16 yaşında takımıyla profesyonel sözleşme imzalarken, hala da yetiştiği kulübün formasını terletmeyi sürdürüyor. Başarılı sporcu muhabirimiz Ahmet Selim Kul’un sorularını yanıtlarken, oldukça samimi açıklamalarda bulundu. İşte Melis Yılmaz’ın açıklamaları:
‘ANNEMLE ÇALIŞMALAR YAPIYORUM’
Farklı bir süreç yaşıyoruz. Hiç bu kadar uzun bir tatil durumumuz olmamıştı. Ama yine de kendimizi her zaman hazır tutmamız gerekiyor. Bu yüzden de evde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ama içinde bulunduğumuz durumdan dolayı hepimizin motivasyonu çok düşük.. Ne olacak ne bitecek kaygılıyız. Ama kondisyon açısından bir sorun yaşamamak, bir sakatlık yaşamamak adına her gün en az 1 saatlik çalışmalar yapıyoruz. Tabii hepimizin evinde top da var. Duvardan bile çalışabiliyoruz. Geçen annemle çalışmalar yaptım. Anneme “Bana biraz top at, ben de manşet alayım” dedim. Komşular rahatsız olmasın diye duvarda manşet çok fazla oynamamaya çalışıyorum. Bir tane küçük topum da var. Onla da tek kol kontrol, manşet, pas çalışmaları yapıyorum onla. Özlüyoruz tabii ki ama herkes evinde özlemle bir şeyler yapmaya çalışıyor.
‘EVDE KALDIĞIMIZ İÇİN ŞÜKREDİYORUM’
Her birimizin sorumlulukları var. Dışarı çıkamıyoruz, farklı bir süreç yaşıyoruz. Ama ben şikayet etmek yerine biraz da şükrediyorum. Bu durumda çalışan, zorunda olan insanlar var. Ben dinleniyoruz gibi bakıyorum olaya çünkü sağlık her şeyden önemli. İnşallah bu günler atlatıp hepimiz işimize döneceğiz.
‘ALTYAPIDAN YETİŞTİĞİM İÇİN GURURLUYUM’
Kulübün altyapısından yetişip bu noktalara gelmek çok farklı hissettiriyor bana. Evde olduğumuz bu süreçte eski fotoğraflara, biriktirdiğim gazetelere, dergilere, gazetelere baktım hatta. Geçmişe gittim, 9-10 yaşlarında spor okuluna başlamıştım. Daha sonra alt yapıya seçildim. Fenerbahçe alt yapısı çok iyi antrenörlerle dolu. 16 yaşında da profesyonel sözleşme imzaladım takımımızla. Gencim ama biraz daha tecrübeli olduğumu düşünüyorum artık. Çünkü Eda abla gibi Dicle gibi çok önemli oyuncularla aynı sahayı paylaşıyorum uzun yıllardır.. Burası benim ailem oldu. 10 yaşımda girdim buraya ve voleybolun v’sini bilmiyordum. Şimdi 22 yaşındayım ve 12 senedir bu kulübe hizmet ediyorum. Çok mutluyum, çok gururluyum. İnşallah uzun süre burada devam ederim.
‘VOLEYBOLA BAŞLAMAMDA FENERBAHÇE’NİN BAŞARILARININ ÇOK ETKİSİ OLDU’
Voleybola başlamamda Fenerbahçe’nin o dönem yaşadığı başarıların çok etkisi vardı. Sürekli izliyordum televizyondan. Eda abla vardı, Çiğdem abla vardı, Gamova vardı hatta bir dünya yıldızıydı o. Çok önemli kadrolar vardı o senelerde. Ben izledikçe merakım da pekişti ve “Ben oynayacağım” dedim. Sonra alt yapıya seçildim.
‘EDA ABLA BANA JAPONYA’DAN MALZEME GETİRDİ’
Orada Eda ablanın topunu toplamaya başladım. Ona çok teşekkür ediyorum. Herkese yapardı ama bana çok yardım etti. Hatırlıyorum, küçük yıldız takımdayken ben libero olduğum için Japonya’ya gittiğinde dirseklik, kolluk, dizlik gibi şeyler alıp gelmişti. O zaman totemlerim vardı, tokalarını veriyordu bana maçlarda takıyordum. Aramızda çok güzel bağ vardı. Oyuncu anlamında, karakter anlamında böyle insanları izlediğimiz için bugünlere geldim ve voleybola da böyle başladım. Şu an da Eda abla ile aynı takımdayım ve çok mutluyum.
‘EDA ABLA TÜRK KADININI ÇOK İYİ TEMSİL EDEN BİR BAYRAK OYUNCU’
Eda abla herkesin bildiği gibi çok iyi bir oyuncu. Onun ötesinde çok iyi bir insan, çok iyi bir abla, çok iyi bir kaptan. Onu çok uzun yıllardır tanıyorum. Benim gibi genç oyunculara, herkese çok yardımcı oluyor. İlk A takıma çıktığım dönemlerde gelir “Haydi bakalım hazır mısın, bizle antrenmana çıkacaksın nasıl hissediyorsun” gibi şeyler söyleyerek çok yardımcı olmuştu. Zaten takıma yeni katılan biri oldu mu hemen iletişim kurar. Önemli bir oyuncu olmak ayrı ama Eda abla aynı zamanda karakter anlamında da çok iyi olduğu için herkes saygı duyuyor. Eda ablayı sadece iyi bir oyuncu olarak değil iyi bir insan, iyi bir kaptan, iyi bir karakter olarak görüyoruz. Aslında Türk kadınını çok iyi temsil eden bir bayrak oyuncu o Fenerbahçemiz adına da. Onla oynama şansı yakaladığım için çok mutluyum.
‘UZUN YILLAR KALMAK İSTİYORUM’
Burada şampiyon olmak çok ayrı. Şampiyonluğu günlerce yaşıyorsunuz taraftarlarınızla. Kadıköy çevresinde, her yerde sizi tanıyorlar. O yüzden şampiyonluklar yaşamak istiyorum tekrar. Tabii ki yeniden A Milli formayı giyme hedefim var. Kulübümde de kalıcı olmak istiyorum. Takım için elimden geleni yapıp, uzun yıllar daha burada kalmak istiyorum.
‘TÜRKİYE LİGİ DÜNYANIN EN İYİ LİGLERİNDEN’
Türkiye Ligi çok iyi bir lig oldu. Artık çoğu yabancı Türkiye’de oynamak istiyor. Dünyanın en iyi 3 liginden biri, belki de en iyisi. Bizim takımımız da çok iyi yatırım yaptı, çok iyi oyuncularımız vardı. Ama çok talihsiz sakatlıklar yaşadık. Sezonu o yüzden tam istediğimiz yerde bitiremedik. Ama sakatlarımızın iyileşmeye başlamasıyla play-off dönemine çok hazır hissediyorduk kendimizi. Fakat bu korona konusu girdi araya. Ama bu süreçte de sakatlarımız iyileşti o yüzden ben play-off’ta şansımızın çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Eğer oynarsak play-offların bizim açımızdan çok iyi geçeceğini düşünüyorum.
‘TAKIMDA SADECE SAHADA KALAN BİR İLETİŞİMİMİZ YOK’
Takım içindeki iletişimimiz çok iyi. Ben genç oyuncu olduğum için zaten herkesle çok iyi aram ama genel anlamda da takımda hiçbir problemimiz yok. Melisa mesela bizim takımımızın en sessiz sakini. Ama onu da sürekli konuşturmaya çalışıyoruz, sürekli uğraşıyoruz. Yabancılar bizde hiçbir zaman uyum problemi yaşamadılar. Yeni gelenler hemen uyum sağlıyorlar. Yabancılara Türkçe öğretmeye çalışıyoruz, konuşmaya çalıştıkça taklit ediyoruz. Bizde bir aile ortamı var. Uyum sürecimiz hiç olmadı. Kulübün orada ev yemekleri yapan bir yer var sürekli oradayız. Öğlen antrenmanda sonra birlikteyiz, akşam antrenmandan sonra birlikteyiz. Sadece sahada kalan bir iletişimimiz yok kesinlikle. Simla hanım da bizimle yakından ilgileniyor. Herhangi bir problemimiz olduğunda bizimle, yurt dışına gittiğimizde bizimle. Ona da buradan teşekkür etmek istiyorum.
‘BU CAMİADA SPORCU OLMANIN SORUMLULUKLARI VAR’
Takımımıza gelen her oyuncuya daha büyük sorumluluğumuzun olduğunu söylüyoruz. Çünkü taşıdığın arma çok büyük bir kitleye hitap ediyor. Yaptığımız her harekete dikkat ediyoruz. Çünkü gerçekten çok büyük bir camia ve burada sporcu olmak da bunun sorumluluklarını arttırıyor. Camia için iyi ve kötü dönemler olabiliyor. Biz de her zaman buna göre yaşıyoruz. Bu formayı giyiyorsan sahada ve saha dışında hareketlerimize dikkat ediyoruz. Bu camiada olmanın getirdiği çok fazla yarar da var ama onların getirdiği sorumluluk da var.
‘TARAFTARIMIZ TAKIMIMIZIN BİR PARÇASI’
Taraftarın sevgisini hissediyorum ve ben de onları çok seviyorum. Bizi her yerde desteklediler. Ankara, Bursa, Aydın her yere geldiler. Biz hiçbir yerde deplasmanda olduğumuzu hissetmedik. Onların önemini çok iyi biliyorum. Ben çocukken Burhan Felek’te yer kalmazdı. Play-off oynanırsa onlar için elimizden geleni yapacağız. Bu takımın bir parçası onlar. İnşallah güzel başarılar elde ederiz.