Ziraat Bankası Spor Kulüsü, takımın deneyimli pasörlerinden Ulaş Kıyak’la bir röportaj gerçekleştirdi:
Kendinden kısaca bahseder misin? Voleybolla tanışma hikayen nedir?
1981 Samsun doğumluyum. Voleybola ilkokul yıllarında Samsun’da başladım. Babam haylaz bir çocuk olduğum için enerjimi atmak adına beni DSİ Samsun’un yaz kampına gönderdi. Voleybola bu şekilde merhaba dedim.
Boş zamanlarını nasıl değerlendirirsin?
Antrenmanlar ve maçlardan kalan zamanlarda genellikle evimizde dinleniyoruz. Ama kalan boş zamanlarda kitap okumayı ve kahve içmeyi çok seviyorum. Özellikle yalnız takılmayı seviyorum. Tek başıma bir elime kahve bir elimde kitap alıp uzun süre vakit geçirebiliyorum. Film izlemeyi, sinemaya giderek zamanımı değerlendiriyorum. Genellikle korku ve gerilim filmlerini seviyorum.
Maçlarda veya özel yaşantında herhangi bir totemin var mı?
Maçlarda veya özel hayatım herhangi bir totemim yok. Daha önce böyle şeylerle çok uğraştım. Ama artık bu tarz şeylere kafamda yer vermiyorum. Beni rahatlatacak ne varsa onu yapıyorum.
Maçlara kendini nasıl hazırlıyorsun?
Maç günleri kendimi psikolojik olarak erken kalkıp kahve içerek hazırlıyorum. Bunun dışında maç videoları izleyerek rakip analizi yaparak kendimi hazırlıyorum. Rakibinizin neler yapabileceğini hem tecrübelerinizden hem de izlemiş olduğunuz maç videolarından görebiliyorsunuz.
Ne tarz müzikler dinlemeyi seversin?
Müzik dinlerken seçici değilim. Arabeskten, pop, caz, klasik müzik yani her çeşit müzik dinliyorum. Ama en çok yeni seslerin eski parçaları cover yapması hoşuma gidiyor.
Ziraat Bankası Spor Kulübü ve kulübün işleyişi hakkında neler söylemek istersin?
Ziraat Bankası Spor Kulübü Türkiye’nin önde kulüplerinden biri. Diğer kulüplere örnek olacak bir çok projeleri var. Ayrıca bir çok olanağı içinde barındıran özel bir tesisi var. Saha dışındaki temsiliyet açısından çok önemli işler yapılıyor. Alt yapılara önem veriliyor. Türkiye’nin dört bir yanında keşfedilmeyi bekleyen genç yetenekleri Türk Voleyboluna kazandırıyor. Bununla ilgili ‘’10 il 10 Milli Sporcu’’ projesi yapılıyor. Bende bu projeye dışarıdan olabildiğimce destek vermeye çalışıyorum.
Bu sezon takımı nasıl buluyorsun? CEV Cup’ta hedefleriniz neler?
Bu sezon Ziraat Bankası Spor Kulübü üst seviyede bir kadro kurdu. Takım bu sezon CEV Cup’da mücadele edecek ama şampiyonlar ligi seviyesinde bir takımımız olduğunu düşünüyorum. Önemli olan basamakları teker teker çıkmak. Bu kupada derece yapıp ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz. Önümüzdeki sezon mutlak Şampiyonlar Liginde mücadele etmeyi arzuluyoruz.
CEV Cup’ta ilk iç saha maçınızı Samsun’da oynayacaksınız. Sende Samsunlu olarak neler söylemek istersin?
Ziraat Bankası Spor Kulübünün geçen sezon başlatmış olduğu bir proje var. Avrupa maçlarında ev sahibi olduğumuz maçları Türkiye’nin farklı şehirlerinde oynuyoruz. Bu sene CEV Cup’ta ilk maçımızı Samsun’da oynayacağız. Bende Samsunluyum. Böylece ailem beni yakından izleme fırsatı bulacak. İlk turu Samsun’da oynamak benim için büyük bir şans olacak. Bir Samsunlu olarak hemşehrilerimin salonu doldurmalarını bekliyorum. Bizleri desteklemelerini bekliyorum.
200’ün üzerinde milli formayı giydin kaptanlık yaptın ve Ziraat Bankası Spor Kulübü’nde kaptanlık görevi üstleniyorsun. Kaptanlığını üzerinde saha içi ve saha dışı etkileri neler?
Kaptanlık sadece bir bant takmak değildir. Türkiye’de ne kadar böyle gözükse de kaptanlık bant takıp sahaya çıkak değildir. Kaptan saha içi saha dışında önemli bir rol görevi üstlenmektedir. Kaptanlık sadece saha içerisinde olmuyor. Yönetim, menajer, antrenör ile iyi ilişkileri olmak zorundadır. Çünkü bazen işler çok iyi gitmeyebiliyor. Sezon içerisinde doğal olarak bazı problemler yaşanabiliyor. Kaptan ilk önce bu problemleri kendi başına çözmek zorundadır. Çözüm üretemiyorsa bir kaosun içinden çıkmak adına menajere ileterek sorunu çözme şansı bulunuyor. Kaptan bu durumlarla ilgili küçükte olsa projeler üretmek zorundadır.
Takım içerisinde arkadaşlık ortamını nasıl değerlendiriyorsun?
Takım içerisinde sıcak bir atmosfer var. Antrenmanlarımız, seyahatlerimiz keyifli geçiyor. Takım halinde antrenmanlar ve maçlar dışında özel hayatımızda da aktiviteler yapıyoruz. Başarılar zaten bu tarz ortamlar sayesinde ortaya çıkıyor.
Şu ana kadar voleybol kariyerin süresince unutamadığın anın var mı?
Elbette ki her oyuncunun olduğu gibi benimde unutamadığım bir an var. Milli Takımla Samsun’da çıktığım maçı unutamıyorum. Benim için doğduğum yerde milli takım forması ile sahaya çıkmak çok özeldi.
Son olarak genç yeteneklere ne önerilerin var? İleride kariyer planlaması olarak ne düşünüyorsun?
Tabi ki klasik olarak çok çalışmalarını ve bu yolda emin adımlarla kararlı olarak ilerlemelerini tavsiye ediyorum. Bu işi severek isteyerek yaparsanız bir yerlere gelebiliyorsunuz. Kariyer planlaması olarak vücudum bana ne zaman bırakmam gerektiğini söylerse o zaman bırakmayı düşünüyorum. Şuan kendimi fiziki olarak gayet iyi hissediyorum. Zamanın ilerisi için ne göstereceğini bilemeyiz.