Koronavirüs salgını nedeniyle günlerini evinde geçiren Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı ve VakıfBank’ın çalıştırıcısı Giovanni Guidetti, karantina sürecinde yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı.
Giovanni Guidetti artık içimizden biri. Kadın voleybolunun, Türkiye’nin uluslararası alandaki en başarılı branşı olmasında payı büyük… Basketbolun Obradovic’i varsa voleybolun da Guidetti’si var. 2008’den beri VakıfBank’ı, 2017’den beri A Milli Takım’ı çalıştırıyor. Eylül 2016’da Alison doğduğunda, halen Fenerbahçe Opet’te oynayan eşi Bahar ile birlikte evinin kapılarını ilk kez SÖZCÜ’ye açmıştı.
Giovanni Guidetti, yaklaşık 3 buçuk yıl sonra Devrim Demirel’in sorularını bu kez ‘uzaktan’ yanıtladı….
– İzolasyon sürecinde Bahar ev işleri yaparken veya Alison’a bakarken, yardımcı oluyor musun? – Sadece bu süreçte değil, bunu her zaman yapıyorum. Ev işi de çocuk bakma işi de cinsiyetten bağımsız işler. Aynı evi ve hayatı paylaşan iki insanın paylaşması gereken sorumluluklar. Baba olmak, antrenör olmaktan daha zor! Hele böyle bir dönemde. Bir sporcuyu 24 saat boyunca meşgul edebilirim ama 3 buçuk yaşında bir çocuğu televizyon hilesine başvurmadan gün boyu meşgul etmek inanılmaz zor. Sabah 08.00’den akşam 08.00’e kadar aralıksız Alison ile ilgileniyor, bu süreci mutlu ve sağlıklı; aynı zamanda da gelişimini aksatmayacak şekilde geçirsin istiyoruz.
– Neler yapıyorsunuz? –
Öğrenmeye bu kadar açık olduğu bir yaş döneminde, bu süreci kayıp olarak yaşamaması için annesi de ben de çok uğraşıyoruz. Bu sayede ben de içimdeki aktörlük yeteneğini keşfettim. Çünkü Alison her gün yeni bir senaryo ile uyanıyor ve bana bir rol veriyor. O Pamuk Prenses ise ben prens oluyorum. O bir PJ Mask ise ben başka bir PJ Mask oluyorum. Bazı günler evimizi bir canavar basıyor ve gün boyu ondan kaçarak, saklanarak hayatta kalmaya çalışıyoruz. Her rolün hakkını verdiğimi söyleyebilirim! Antrenörlük kariyerim sonrasında Walt Disney Stüdyoları’nda şansımı denemeyi düşünüyorum!
“EN ÇOK VOLEYBOLU ÖZLÜYORUM” – Günler nasıl geçiyor? Neler yapıyorsun? En çok neyi özlüyorsun?– Alison sabah 08.00’de uyandığı için, o uyanmadan kendime vakit ayırabilmek için, sabah çok erken, çoğunluk hava aydınlanmadan uyanıyorum. Önce sıkı bir egzersiz yapıyorum. Ardından ev sessizken okumam gereken şeyleri bitiriyorum. Hızlı okuma kursu tamamladım. Çünkü normalde bir kitabı bitirebilmek için yaklaşık 3 aya ihtiyacım oluyordu. Bu, benim gibi sabırsız biri için çok uzun bir süre. Aklımda birkaç eğitim daha var, onları da tamamlayacağım. Mesleğim ile alakalı olmak zorunda değil, beni daha iyi bir insan yapabilecek her şeyi öğrenmek istiyorum. En çok voleybolu özlüyorum, antrenmanlara dönmek ve maça çıkmak istiyorum. Sevdiği mesleği yapan herkes eminim böyle hissediyordur.
– Bu salgın sürecinden ‘Yarının Sultanları’ projeniz nasıl etkilendi? –
Bitlis Eren Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencileri arasından seçtiğimiz beş gönüllü antrenör adayımız, bölgedeki kız çocukları ile düzenli antrenmanlara başlamıştı. Ancak Türkiye’deki ilk COVID-19 vakası görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren, tüm eğitim kurumları gibi biz de antrenörlerimizin, çocuklarımızın ve ailelerinin sağlığı için antrenmanları durdurmak zorunda kaldık. Kontrol edemediğimiz değil, edebildiklerimiz üzerine odaklanmayı tercih ettik. Gönüllü antrenör adaylarımızı, salgın sona erdiğinde çok daha bilgili ve tecrübeli bir şekilde çocuklarımız ile buluşacakları güne hazırlamak için uzaktan eğitimlerini aralıksız sürdürüyoruz.
“OLUMLU DÜŞÜNMEKTEN YANAYIM”– Ne gibi dersler çıkarmalıyız tüm dünyayı etkileyen bu olaydan? Neler kazandık, neler kaybettik?–
Bunu söylemek gerçekten zor. Daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir dönem yaşıyoruz. Bu konunun sağlık, ekonomik, sosyal ve çevre boyutu gibi çok fazla bileşeni var. Can kayıpları, iş kayıpları var. Karamsarlığa kapılmadan ama ders çıkararak yolun bu bölümünü atlatmamız gerekiyor. Havanın en karanlık olduğu an gün doğmadan hemen öncedir. Olumlu düşünmekten yanayım.
– Olimpiyat Oyunları ertelendiğinde Federasyon Başkanı Mehmet Akif Üstündağ ”Hayaller ertelendi” dedi. 2021 yılında Milli Takımımız’ı neler bekliyor? –
Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat Elemeleri bizim için harika geçti. Olimpiyatlar için çok heyecanlanmıştık ama bu heyecanımızı bir yıl ertelemek zorundayız. Olimpiyat tarihinin en gösterişli, birleştirici ve iyileştirici organizasyonuna gideceğiz. Bu, çok sıra dışı bir fırsat. Sırbistan, Çin, ABD ve İtalya, kâğıt üzerinde avantajlı görünüyor. Ancak, her turnuva bir sürprize ihtiyaç duyar. Ve biz bu sürprizi yapabilecek her şeye sahip bir takımız. Bir sporcu hayatında kaç kere olimpiyat sahnesinde yer alacağını bilemez. Çünkü ne kadar iyi olursanız olun elemeler çok zorludur ve muhtemelen bu fırsatı bir kereden fazla elde edemeyeceksinizdir. Bunu asla aklımızdan çıkarmadan, varımızı yoğumuzu ortaya koymalıyız. Ama orada kendimizi eğlenmekten ve keyif almaktan da asla mahrum etmemeliyiz. Bir sene uzun gibi gözükse de göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Çok iyi ve planlı hazırlanmalıyız.
“BAŞKA BİR KARAR ÇIKMASI SÖZ KONUSU OLAMAZDI”– FIVB ve CEV bu süreçte en hızlı karar alan kurumlar oldu ve tüm organizasyonlar iptal edildi. Bu konudaki görüşün?–
Dünya çapında ölümcül bir salgın söz konusu olduğunda, seyahat gerektiren organizasyonlar ile ilgili başka bir karar çıkması söz konusu olamazdı. Kararın doğru olması kadar hızlı aksiyon almaları da önemliydi. Spor dünyasına, sağlığın her şeyden önemli olduğu mesajını verdiklerini düşünüyorum. Bu sezon alınacak bir riskin bedelini önümüzdeki sezonu da kaybederek ödeyebilirdik. Erken alınan kararlar sayesinde hepimiz, içimiz rahat bir şekilde yeni sezona odaklanma ve hazırlıklarımıza başlama fırsatı elde ettik.
– Bu süreçte voleybolcuların oynamak isteyip istemediklerini merak ediyorum?–
Yeryüzündeki her insan gibi onlar da bir an önce hayatlarının normale dönmesini istiyorlar. Ama bunu, kendilerinin ve başkalarının sağlığını riske atmayacak bir şekilde yaparak…
– Avrupa’da bu sezon oynanmamış kabul edilecek. 2020’nin Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olmayacak. Sıkıştırılmış bir takvim veya önümüzdeki sezon başında bir play-off olabilir miydi?–
Dediğim gibi, sırf oynatmış olmak için alınan bu tarz kararlar ile bir değil iki sezonun birden kötü geçmesine neden olunabilirdi. Ne kadar büyük bir endüstri olursa olsun, sporun özünde sağlıklı yaşam ilkesinin olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. 2020’de Avrupa Şampiyonu olmaması dünyanın sonu değil.
– FIVB ve CEV, dünya voleybolunun önemli figürlerinden biri olarak Giovanni Guidetti’den de görüş aldı mı?–
Evet. İki kurum da karar aşamasında çok sayıda isimden görüş aldı.
“TÜRKİYE ÇOK GÜÇLÜ BİR ÜLKE”– Bu süreç dünyada ve Türkiye’de voleybolu nasıl etkileyecek?–
Bu gibi dünya çapında gerçekleşen her olaydan tüm sektörler bir şekilde etkileniyor. Voleybol da onlardan biri olacak. Ama Türkiye çok güçlü bir ülke. Türk voleybolu da çok hızlı bir şekilde kendini toparlayacaktır.
– Türk kadın voleybolu dünyada önemli bir seviyede. Altyapılarda durumumuz nedir. İleride dünya çapında yıldızlarımız olacak mı? –
Milli takımda çok iyi oyuncularımız var. Doğru planlamalar ve yatırımlar yapılırsa alttan gelen gençlerin de iyi yerlere gelmesi elbette mümkün.
– Türkiye’deki antrenörlerle ‘online’ teknik toplantılar yapıyorsunuz. Neler konuşuyorsunuz?–
Teknik, taktik ve liderlik anlamında bilgi ve tecrübelerimin tamamını paylaşmaya çalışıyorum. Teknik ekibim de bu toplantılarda bana destek oluyor, birlikte yapıyoruz. Bu sayede genç meslektaşlarımla da tanışıyor olmaktan keyif duyuyorum.