Dünyaca korona virüsle mücadele ettiğimiz şu dönemde, sahalardan uzak kalan profesyonel bir voleybolcu evinde bir günü nasıl geçirir?
Avrupa Voleybol Konfederasyonu’nun (CEV), voleybolsuz geçen dönemi renklendirmek amacıyla başlattığı “Pass the Time” (Zamanı Geçir) kampanyasına ortak olan Eczacıbaşı VitrA, bir yazı dizisi başlattı. Serinin her bir bölümünde turuncu beyazlılardan bir oyuncu, evde kaldığı bu süreçteki günlük rutinlerini, yaptığı egzersizleri ve içinde bulundukları durumla başa çıkma yöntemlerini anlatacak. Yazı dizisinin yedinci bölümünde, Carli Lloyd ülkesinden aktarıyor.
“Güney Kaliforniya’da ailemin yanında olduğum için minnettarım. Günlerim genel olarak sabah 7.00 civarı başlıyor. Kahve içip, kahvaltı ettikten sonra evdeki işleri halletmek için dayıma yardım ediyorum. Son zamanlarda birlikte farklı projeler bitirdik. Bana bazı aletleri nasıl kullanacağımı gösterdi. Genelde öğleden sonra ya antrenman yapıyorum ya da kız kardeşimle birlikte yoga yapıyoruz. Akşamları şömineyi yakıp, oyun oynayarak veya okuyarak zaman geçirmeyi seviyorum. Evde yeni tarifler de deniyoruz. Üç haftayı aşkın bir süredir dışarıdan tek bir yemek almadık. Evde daha fazla yemek yapmak bana keyif veriyor. Annem harika yemek yapıyor. Bu yüzden böyle zor bir zamanda burada olduğum için çok şanslıyım.
Buradayken yoga ve günlük antrenmanlarımı yapıyorum. İkisini günlere ayırmak şu ana kadar iyi gitti ama bazen ikisini aynı gün de yapıyorum. Genelde bir önceki günden kafamda ufak bir plan oluşturmaya çalışıyorum ki ertesi gün ne yapmam gerektiğini bileyim. Mesela egzersizlerim konusunda, neyse ki evimizde bir fitness odası var ve ağırlık kullanabildiğim için Eczacıbaşı Spor Salonu’nun halter odasında yaptığımız çalışmaların çoğunu buradan sürdürebiliyorum. Sabahları meditasyon yapmak tüm bu değişikliklerle gelen kaygı hissini azaltmamda epey yardımcı oldu. Aynı şekilde yoga da zihnim ve bedenim için oldukça şifalı.
Benim için önemli olan, niyetimin ne olduğunu bilmek. Niyetim bu süreçte formda kalabilmek. Gelecekte ne olur bilmiyorum ama her an hazır olduğumdan emin olmak istiyorum.
Takipçilerimize tavsiyem, medyaya kısıtlı ölçüde maruz kalmaya çalışın. Şu günlerde gördüğümüz haberler oldukça ürkütücü ve ağır. Bu durum gereksiz yere kaygılarımızı arttırıyor. Güncel kalın ama kendinizi doldurmayın. FaceTime veya Skype üzerinden bile olsa bu dönem, sevdiklerinize bağlanmak için güzel bir zaman.
En önemlisi de bence, kendi içimize dönmek için harika bir zaman. Biraz yavaşlamak, kendimize hayatta ne istediğimizi, bizim için nelerin önemli olduğunu, daha tatmin edici, pozitif ve eğlence dolu bir hayat yaşamak için her gün neler yapabileceğimizi sormak için önemli bir dönem.
Şahsi fikrim, meditasyon ve nefes egzersizlerinin çoğunluğa faydası olabileceği yönünde. Bu sayede herkesi en azından kendisi için bunu denemeye çağırabilirim. YouTube’da bir sürü güzel yoga videosu var. Yoga, hareket etmek, içinize dönmek ve iyi hissetmek için harika bir yöntem. Bu süreçte hepimiz, hayatta nelere şükran duyduğumuzu hatırlamak için kendimize zaman ayırabiliriz. Bence ruhun asıl ilacı bu.
Türkiye’yi özledim. Türkiye’deki mahallemi özledim. Takım arkadaşlarımı özledim.
Umarım başkalarının güvenliğini ve sağlığını korumak için çalışan herkes bizler için ne kadar önemli olduklarını biliyorlardır.
Hepimiz kendi üzerimize düşeni yapabiliriz. Evde kalalım. Evden çıkacaksak da dikkatli hareket edelim ve bunun kimleri etkileyebileceğini iyi bilelim. Hep birlikte bunun üstesinden geleceğiz.”