Romanya’nın Bükreş Takımı’nın Başantrenörlüğünü üstlenen,Japonya Milli Takımı Teknik Ekibi’nde yer alan Ferhat Akbaş; Avrupa Voleybol Federasyonu’na Japonya macerasını anlattı.
Röportajın ana başlıkları şöyle:
“Japonya’ye geldiğimde gördüm ki onların kültürü ve mentalitesi bizimkinden tamamen farklı. Bu voleybol anlayışı;sahanın dışındaki dünya için de geçerli. Bu nedenle elimden gelenin en iyisini yapmak için bu sistemi,ortamı anlamaya çalıştım ve Japonların bakış açısıyla düşünmeye başladım.”
“Çok çalışkanlar, dünyadaki herkesten daha fazla çalıştıklarını söyleyebilirim. Avrupa’yla kıyasladığımızda bütüne odaklandıklarını;her şey için birlikte çabaladıklarını gözlemlemek mümkün,asla bireysel değiller. Herkes takımın bir parçası. Bu adeta Japon kültürünün bir yansıması gibi.
Aynı zamanda inanılmaz disiplinliler. Avrupalılar biraz daha rahat. Onlar rutine uyduklarında kendilerini iyi hissediyorlar,bizse sürekli aynı şeyleri tekrarlamaktan sıkılıyoruz.”
“Bu kültür karmaşasında dil sorununu çözmek önemliydi. Çok az insan İngilizce konuşuyor ve anlıyor. Bir tercümanım var ve sürekli benimle. Tüm bilgileri antrenman ve maç sırasında oyuncularımızla paylaşıyor ve aramızdaki iletişimi kolaylaştırıyor.Japonca öğrenmeye çalışıyorum. Hedefim her gün bir kelime. Şu an,Bükreş’te özel dersler alıyorum ve konuşma kabiliyetimi geliştirmeye odaklı çalışmalarımı sürdürüyorum.”
“Japonlar “zemin çalışması”na odaklanmış durumda. Yani defans,servis karşılama ve servis gibi elementler. Bu başarılı bir set çünkü fiziksel olarak ABD,Rusya,Brezilya gibi rakiplerimiz karşısında gerideyiz. Bunu kapatmak için de oyun hızımız,tarzımız konusunda özellikle çalışıyoruz. Bu sistemin burada bir gelenek haline geldiğini söyleyebilirim. Hızlı oynamak. Bu bizim için büyük bir avantaj ve zirveye geri dönmemiz için bize yardımcı olacağı kesin.”
“Japonya’daki teknik ekip bana sürekli istatistik ve maç videolarını yolluyor. Orası özel bir lig çünkü tüm takımlar şirketlere ait. Aslında Avrupa’daki gibi gerçek takımlara sahip değiller. İyi yönleri var. Tüm oyuncular bir aile ortamında büyüyor ve yıllarını birlikte geçiriyor. Bir takıma bağlılık hissettiklerinden sürekli takım da değiştirmiyorlar. Her takımın 25-30 kişilik havuzu ve sadece bir yabancı oyuncuları var. Ligin kalitesi günden güne yükseliyor.”
“Japonya Olimpik kültürle çok derin bağları olan bir ülke. Olimpiyat’a ev sahibiyken diğer tüm dünya çapındaki organizasyonlar Olimpiyatlar için bir durak noktası ve gelişim basamağı oluyor.Bu sadece voleybol için de değil,tüm branşlar için böyle. Bu kültürü Tokyo’da Ajinomoto Ulusal Çalışma Merkezi’nde oldukça iyi hissettim. Tüm atletler bir araya geliyor ve çalışıyorlar.”
“Beni inanılmaz şaşırtan bir konu vardı! Basın toplantısında takım kadrosunu açıklarken salonda yüzden fazla basın mensubu gördüm. Bu sporun onlar için yerini ve önemini iyi açıklıyor.”
“Antrenör olarak çok çalışmaya ve takım olmaya inanırım. Çok baskı altındaysanız yanlış zamanda yanlış kararlar almışsınızdır. Eğer yeteri kadar çabalar ve zayıf yönlerinizi geliştirmeye,gücünüzü ortaya çıkarmaya odaklanırsanız doğru sonuçlar ortaya çıkar. Belki bu yarın olmaz ama yarını takip eden günlerde mutlaka olur. Dolayısıyla baskı sizi başarısız kılacak gibi olursa da,motivasyonunuz sizi iyi şeylere ulaşabileceğinize inandırır ve zaferleri getirir. Bu, benim başarı anlayışımın tarifi.”
Çeviri: Aslı İleri