Profesyonel sporcuların başarıya giden yolda en büyük destekçileri çoğunlukla anneleri oluyor. Disiplinli ve düzenli bir hayat, başarı için büyük önem taşırken, anneler çocuklarının zirveye ulaşmasında büyük rol oynuyor.
Elde ettikleri başarılarla Türk sporunun gururu olan sporcuların anneleri, AA muhabirine, çocuklarını bugünlere getirirken yaşadıklarını anlattı. Sporcular da annelerinin bu özel gününü AA aracılığıyla kutladı.
Olimpiyat şampiyonu milli güreşçi Taha Akgül’ün annesi Gülbahar Akgül, oğlunu 2016 Rio Olimpiyatları’nda canlı olarak izlediğini ve çok heyecanlandığını belirterek, “Taha bugünlere gelirken, biz de hayatımızı onun spor yaşantısına göre şekillendirdik. Hamdolsun o da emeklerimizi boşa çıkarmadı.” dedi.
Taha’nın dinlenmesini, beslenmesini, uyumasını, hayatını bir düzen içinde tutabilmek için yaşantılarını ona göre ayarladıklarını dile getiren anne Akgül, “Gerektiği yerde sosyal hayatımızdan biz de fedakarlık yaptık. Taha için tüm emeklerimiz helali hoş olsun.” diye konuştu.
Taha ise güreşin çok cefa çekilen bir spor branşı olduğunu belirterek, “Bu yolda her zaman yanımda olan ve duasını eksik etmeyen annemin emeği çok büyük. Profesyonel bir sporcunun annesi olmak kolay değildir. Bunun kahrını ancak iyi bir anne çekebilir. Annelerimizin kıymetini bilip, onların duasını alalım. Herkesin Anneler Günü’nü kutluyorum. Allah nicelerini yaşatsın inşallah” ifadelerini kullandı.
Birgül Tatar: Nur’u izlerken kalbim duracakmış gibi oluyor
Olimpiyat ikincisi milli tekvandocu Nur Tatar’ın annesi Birgül Tatar da kızının tüm müsabakalarını izlemeye gayret ettiğini belirterek, “Nur’un kariyeri boyunca en çok üzüldüğüm an, Meksika’daki 2016 Rio Olimpiyatları kota müsabakaları sırasında internet bağlantısının koptuğu andı. Nur’un kazandığını görememiş ve çok korkmuştum” dedi.
Nur’u izlerken sakatlanmasından tedirgin olduğunu kaydeden anne Tatar, “Nur’u izlerken kalbim duracakmış gibi oluyor. Kazanması için hep dua ediyorum. Müsabaka esnasında pek kendimde olamıyorum zaten. Nur’u bugünlere getirmek için çok emek sarf ettik. Bu emekler, güzellikler saymakla bitmez. En güzeli ailece birbirimize kenetlenip zorlukları aşmak oldu. Tüm sporcu çocuklarımız için dua ediyorum” diye konuştu.
Nur Tatar ise annesinin hayatındaki yerini, “İlktir, tektir, sondur, bir tanedir, dahası bitmez.” şeklinde ifade ederek, şunları söyledi:
“Annem başarılarımdaki en büyük etkendir. Benim savaşım, bu hayattaki hedefime ulaşmamdaki yolumdur. Her zaman dualarıyla, sadece onun değil bütün annelerin dualarıyla ayakta duruşum, gücüm her şeyimdir. Ben bu başarılara sadece kendimin değil annemin hayalleriyle yürüdüm. Benim başarım, ailemin mutluluğudur. Tüm annelerin bu özel gününü tüm kalbimle kutlar, cennetteki annelere rahmet ve tüm evlatlara başsağlığı dilerim.”
Asiye Kırdar: “Kaç anne ikiz kızlarını olimpiyata göndermiştir?”
Avrupa kupalarının şampiyon ikizleri, milli voleybolcular Gözde ve Özge Kırdar’ın annesi Asiye Kırdar ise, ikizlerini birlikte oynarken izlemenin çok keyifli olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
“Onların ayrı takımlarda başarılı olduklarını görmek ise başka bir keyif. Neredeyse her maçta çok heyecanlanıyorum ve tansiyonum yükseliyor. Kaç anne ikiz kızlarını olimpiyata göndermiştir? Kaç annenin iki kızı birden Avrupa kupalarında şampiyon olmuştur? Ne kadar şey söylersem söyleyeyim bu gurur, bu mutluluk anlatılamaz.”
“Yaptığım hiçbir şeyi fedakarlık olarak görmüyorum.” diyen anne Kırdar, “Bugüne kadar ne yaptıysam, bizi mutlu ettiği için yaptım. Kızlarım voleybol için İstanbul’a gittiğinde ben öğretmenlik görevimi yerine getiriyordum ve her hafta sonu İstanbul’a, yanlarına gidiyorduk. Yağmur demedik, kış demedik hep yanlarında olmaya çalıştık. Her kararlarında, hem yanlarında hem arkalarında olduk. Onlar bizim her şeyimiz. Bugün bile 32 yaşında olmalarına rağmen hiçbir önemli maçlarını kaçırmamaya ve dua etmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonu VakıfBank’ın takım kaptanı Gözde, annesinin hayatındaki yerini şöyle anlattı:
“(Bir tek annem olsun, bana bir şey olmaz.) derler ya işte benim annem de benim için öyle. İyiliği, dostluğu, sevmeyi, sevilmeyi, merhameti hep annemden öğrendim ki, iyi bir sporcu olmak istiyorsan bütün bu özelliklere sahip olman gerekiyor. İstanbul’a voleybol oynamaya geldiğimizden beri hiçbir önemli maçı kaçırmayan, sabah akşam başarılı olmamız için dua eden, her zaman kendinden önce bizi düşünen bir annenin evladıyım.”
Bursa Büyükşehir Belediyespor ile CEV Challenge Kupası’nda şampiyonluk yaşayan Özge de, “Annem benim rol modelim. Çocukluğum hep onun gibi bir kadın olma hayalleriyle geçti. Özgür ruhumu annemden almışım. Bütün kararlarımda arkamdaydı. Kalbimin sesini dinlemeyi de annemden öğrendim. Bir gün çocuğum olursa, annem gibi bir anne olmak isterim. Annem olmasaydı asla bu başarıları elde edemezdim, onun varlığı her zaman en büyük gücüm. Tek kelimeyle anneme minnettarım ve dünyanın en şanslı kızıyım” şeklinde görüşlerini aktardı.
Paralimpik sporcular Abdullah ve Ali Öztürk’ün annesi İkbal Öztürk
Masa tenisinde 2016 Rio Paralimpik Oyunları’nın madalyalı kardeşleri Abdullah ve Ali Öztürk’ün anneleri İkbal Öztürk, oğullarının maçlarında çok heyecanlandığını ve bu nedenle maçları izlememeyi tercih ettiğini söyledi.
Anne Öztürk, “Abdullah’ın 2010 yılında Dünya Şampiyonası kota müsabakaları için Brezilya’ya giderken tekerlekli sandalyesi uçağa yüklenmeyip kaybolmuştu. Abdullah’ın kariyerinde en üzüldüğüm an buydu. En sevindiğim an ise Rio’daki final maçında galip geldiği andı. Ben o sırada otobüsle Trabzon’a gidiyordum. Maçı telefonda bana sayı sayı anlatıyorlardı. Oğlum kazanınca otobüste çığlık attım.” şeklinde konuştu.
Anne Öztürk, oğulları turnuvalara gittiğinde haftalarca onlardan ayrı olmak zorunda kaldığını ifade ederek, “En büyük fedakarlığım, yılın büyük bölümünde turnuvadayken onların hasretine dayanmak oldu.” dedi.
Rio’da tek erkeklerde şampiyon olan, çiftlerde birlikte yarıştığı kardeşi Ali ile bronz madalya kazanan Abdullah Öztürk ise annesinin kendisi için çok özel olduğunu dile getirerek, “Maddi-manevi kazandığım bütün başarılarda en büyük pay sahibi annemdir. Maçlara çıkarken arkamda hep annemin manevi gücünü hissetmişimdir. Annelerin hayattayken kıymetini bilip, ona göre davranıp onları üzmemek gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.
Şaziye’nin annesi Hatice İvegin
A Milli Kadın Basketbol Takımı’nın kaptanı Şaziye İvegin’in annesi Hatice İvegin ise şunları söyledi:
“Şaziye’nin basketbola başladığı yıllarda onu antrenmana götürebilmek için komşudan para istemek zorunda kaldığım zamanlar oldu. İyi ki de kapılarını çalmışım. Ona her anlamda hep destek oldum ama hep hasretlik çektim. Şaziye 13 yaşında basketbol için evden ayrılmak zorunda kaldı. Sadece kendisi değil 3 kız kardeşi de profesyonel basketbol oynuyor. Günün sonunda hep hasretlik, hep özlem oldu. Onları ne kadar az görsem de başarılı olmaları, onları milli formayla görmek her şeye değer.”
Annesinin, hayatındaki pozitif enerji kaynağı ve koşulsuz en büyük destekçisi olduğunu vurgulayan Şaziye de, “Galibiyetlerde benden çok sevinebilen, maçı izlerken benim kadar yorulabilen annem, benim en büyük hazinem. Anne diyebilmek ve anne diyebildiğin her an paha biçilemez. Bütün annelerimizin bu özel ve güzel günü kutlu olsun.” diye görüşlerini açıkladı.
Zehra Şenyürek: “Her anne gibi ben de çoğu zaman duygusal anlar yaşıyorum”
A Milli Kadın Basketbol Takımı oyuncularından Tilbe Şenyürek’in annesi Zehra Şenyürek, kızının çapraz bağlarını kopardığında geçirdiği ameliyatlı dönemin, Şenyürek ailesinin en zor zamanları olduğunu dile getirdi.
Tilbe, A Milli Takım’a girdiğinde hayatının en mutlu zamanlarını yaşadığını anlatan anne Şenyürek, “Her anne gibi ben de çoğu zaman duygusal anlar yaşıyorum. Kızımın hiç bitmeyen hırsını, mücadeleci ruhunu ve kazanma isteğini hissettikçe maçlar daha da heyecanlı geçiyor. Mücadele ettiği her maçta elde ettiği başarılar, benim için gurur verici. Kızımız için yaptıklarımızı hiçbir zaman fedakarlık olarak nitelendirmedik. Çok şükür bugünlere geldi. Bu mutluluk benim için yeterli. Kızım için verdiğim tüm emekler helal olsun.” ifadelerini kullandı.
Tilbe ise annesinin hayatının merkezi olduğunu ve yerinin asla değişmeyeceğini belirterek, “Tüm başarı hikayemdeki en büyük pay sahibi, benim için benden çok savaşan, sakatlandığım, basketbolu bırakmaya karar verdiğim anlarda benim gibi pes etmeyip, ümidini hiç kaybetmeyen, bana ışık olan kadın, annemdi. Annem ve tabii ki babam olmasa bugünlere gelemezdim.” dedi.
Gülcan Özyüksel: “Tek isteğim İlke’nin mutlu olması”
Modern pentatlonda 2016 Rio Olimpiyatları’na kota alarak, bu branşta olimpiyatlara katılan ilk Türk sporcu olan İlke Özyüksel’in annesi Gülcan Özyüksel, kendi isteklerini bir kenara bırakıp kızının spor kariyerine destek olmak istediğini belirterek, “İlke’nin yarışlarını izlerken çok heyecanlanıyorum. Bazen kalbim duracak gibi hissediyorum. Tek isteğim onun mutlu olması.” şeklinde konuştu.
Anne Özyüksel, İlke sporu bırakmaya karar verdiğinde Gençlik ve Spor Bakanlığının ona sahip çıkıp, kızının bu kararından vazgeçmesine çok sevindiğini anlattı.
İlke ise annesinin güven ve güç kaynağı olduğunu belirterek, “O benim hayatımın merkezi. Onsuz herhangi bir şeyi başaramayacak gibi hissediyorum.” dedi.
Burutay Subaşı’nın annesi Cemile Subaşı
Voleybol Efeler Ligi’nde sezonu şampiyon tamamlayan Halkbank’ta, bu başarıda büyük rol oynayan takım kaptanı Burutay Subaşı’nın annesi Cemile Subaşı, oğlunun çok hareketli bir çocuk olduğunu belirterek, “Mecburen sürekli onun yanında etrafında olmak zorunda kalıyorduk. Bu da yaptığımız fedakarlıkları anlatır herhalde. Bir sporcu annesi olarak oğlum sakatlandığında çok üzülüyor, şampiyonluklarında ise çok seviniyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Burutay ise, “Annem bu hayatta bana kalan son emanet ve başarılarıma olan etkisi anlatmak pek mümkün değil. Her zaman gölgem oldular. Bana en uzak oldukları yer başımın ucuydu. Önce kendi annemin sonra da dünyadaki bütün annelerin, bu özel gününü kutluyorum. Rabbim onları bizim başımızdan eksik etmesin.” şeklinde konuştu.
Çağla Büyükakçay’ın annesi Seçil Tarhan
Türk tenisinde birçok ilke imza atan başarılı sporcu Çağla Büyükakçay’ın annesi Seçil Tarhan, kızının zorlu dönemlerinde onu üzgün gördüğünde kendisinin de çok üzüldüğünü ifade ederek, “Benim için en önemlisi sağlıklı ve mutlu bir şekilde kariyerini devam ettirmesi. Emeklerinin karşılığını aldığında çok mutlu oluyorum, çünkü çok emek veriyor. Kızımla gurur duyuyorum.” dedi.
Tarhan, “Her anne gibi çocuğumun arzu ettiği yolda sağlam adımlarla yürümesi için destekçisi oldum. Özellikle çocuk yaşlarda çok emek vermek gerekti. Okuldan alıp antrenmana götürmelerle başladı, geleceği için şehir ve yaşadığımız düzeni tamamen değiştirmeye kadar geldi. İyi ki yapmışım, bugünleri gördük.” ifadelerini kullandı.
Çağla Büyükakçay ise her başarılı insanın arkasında mutlaka bir kadın olduğunu vurgulayarak, “Benim arkamdaki o kadın da annem. Hem iyi hem kötü günümde en büyük destekçim ve dostum oldu, oluyor. Bugünlere gelmemde çok büyük etkisi var, iyi ki benim annem. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.” diye konuştu.
