Tijana Boskovic geçtiğimiz sezonu ve Eczacıbaşı tecrübesini World Of Volley’e anlattı. O röportajın satırbaşları ise şöyle:
Avrupa Şampiyonu olmak ve En Değerli Oyuncu seçilmek nasıl bir duygu?
İnanılmaz bir his! Zaman geçtikçe bu başarımızın iyice farkına varıyorum ve daha da mutlu oluyorum. En Değerli Oyuncu seçilmek de tabii ki benim için çok güzel.Kendimi geliştirmem ve böyle başarılı sonuçlara imza atmayı devam ettirebilmem adına büyük bir motivasyon.
Şampiyon olarak ülkemize döndüğümüzde Old Palace’da bizi 10.000 kişi karşıladı. Bu fantastik bir şeydi! Muhteşem bir destek vardı,hayatım boyunca unutabileceğimi sanmıyorum.
Olimpiyat’ta gümüş,Grand Prix’de bronz ve Avrupa’da altın… Bir sonrası için Boskovic’ten neler beklemeliyiz?
Umarım benden büyük şeyler beklemeye devam edersiniz. Daha kariyerimin başında çok fazla önemli maç,organizasyon yaşadım ve mücadele verdim. Sürekli daha iyi olmayı ve daha çok altın kazanmayı deneyeceğim. Uzun bir süre voleybol oynayıp elde edebildiğim kadar başarı elde etmek istiyorum.
Eczacıbaşı’da üçüncü yılın,takımının başarılar için şansı olduğunu düşünüyor musun?
BU yıl Türkiye Ligi ve Cev Kupası’nda mücadele vereceğiz. Avrupa’nın en zor ligi olduğunu herkes biliyor. Her yıl daha çok çalışıyoruz ve en üst kapasitemizle oynamaya çalışıyoruz. Sezonu çok iyi açtık ve tüm maçlarımızı kazandık. Bu, bize bu yolda devam etmemiz için güç ve motivasyon kaynağı oldu. Fakat sonunda ne olacağını söylemek için henüz çok erken,sadece maçtan maça daha iyi oynamak bizim için oldukça önemli.
En iyi takım arkadaşın kim?
Tek bir kişiyi söylemem mümkün değil. İyi anlaştığım birçok insan var ve onlarla oynamaktan çok keyif alıyorum.
Bir çok büyük rakibe karşı oynadın… Hangileriyle oynamak daha keyifliydi?
Türkiye’de Fenerbahçe,Vakıfbank ve Galatasaray olduğunu söyleyebilirim. Milli Takım’da ise Çin,ABD,Brezilya ve Rusya… Her zaman onlara karşı oynamak güzel ve ilginç. Sonuçları belirsiz ve her defasında yeni bir şeyler öğretiyor.
Çok erken yaşta evinden ayrıldın,onları çok özlediğinde neler yapıyorsun?
Evet,henüz çocukken özgürlüğümü kazandım fakat çok zor bir şey değildi. Tabii ki bazen ailemi özlüyorum ve birkaç günlüğüne onları ziyaret etmeye çalışıyorum..
Bütün bunların arasında çocukluğunu yaşama fırsatın oldu mu? Çok hızlı bir şekilde gelişti her şey…
İlk okulu Bileca’da bitirdim ve Belgrad’a taşındık. 14 yaşında tek başımaydım ve kendi sorumluluğumu taşıyordum. Fakat bu beni üzmedi aksine daha erken büyümem için yardımcı oldu. Tabii ki oyuncaklarla oynadım ve çocukların yaptığı şeylerle ilgilendim. Kardeşlerimleyken de aynı o zamanki gibi çocuklaşıyorum!
14 yaşında yalnız yaşamaya başladın,ilk öğrendiğin yemek neydi? En çok sevdiğin ne?
Antrenmandan sonra genelde yorgun oluyorum ve çok nadir yemek yapıyorum. Eğer yapacak olursam da bu omlet gibi şeyler oluyor.
Senin moda ve makyajı sevdiğini söyleyebilir miyiz?
Bir sporcu olmam tüm kızlar gibi bunlar hakkında konuşmadığım anlamına gelmiyor. Gencim ve bunları seviyorum.
Çeviri: Aslı İleri