Türkiye’nin takım sporlarında en başarılı olduğu alanlardan voleybolda hemen her gün yeni bir zafer elde ediliyor.
Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) tarafından organize edilen Avrupa Altın Ligi’nde ikinci kez üst üste namağlup şampiyon olan A Milli Erkek Voleybol Takımı tarihi bir başarıya imza atarken, A Milli Kadın Voleybol Takımı da Milletler Ligi’nde en iyi dört takım arasına ismini yazdırdı.
İtalya’nın Rimini şehrinde süren Voleybol Milletler Ligi’nde (VNL) “Filenin Sultanları”, yarı finalde karşılaştığı ABD’ye yenilerek Japonya ile üçüncülük maçı oynama hakkı elde etti.
Türkiye, voleybolda sadece milli takımlar düzeyinde değil kulüpler bazında da uluslararası arenada adından sıkça söz ettiriyor.
Takım sporlarında Türkiye’nin sınıf atladığı ve uluslararası organizasyonlarda adını ezberlettiği voleyboldaki başarıyı Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Independent Türkçe‘ye anlattı.
“Altını çizerek söylüyorum ‘Altyapısına çok önem veren’ bir sistem yarattık”
Üstündağ, son dönemde yakalanan başarıların temellerine inilmesi gerektiğine ve elde edilen zaferlerin tesadüf olmadığının görülebileceğini söyledi.
“Çalışarak, planlı, programlı, stratejisi ve kurumsallığı olan, altını çizerek söylüyorum ‘Altyapısına çok önem veren’, tüm başarılı projelerin altyapıdan geçtiğine inanan bir sistem kurgusu yarattık” diyen Üstündağ, “Dolayısıyla bunun da meyvelerini almaya ve başarılı olmaya başladık. Başarıda bugün sıralarsak erkek takımın son iki yıldaki şampiyonluğunu örnek verebiliriz. Gelen jenerasyonun ne kadar umut vadettiğini ve önünün açık olduğunu söyleyebilirim. Bu turnuvada ilk 6’da görev alabilecek oyuncularımızın sakat olmasına rağmen aynı gün ve aynı saatte iki ayrı takım halinde oynayabilecek durumdayız” dedi.
“Türkiye’de okulu, yurdu olan tek federasyonuz, 363 öğrenci eğitim görüyor”
Voleybolda milli takımlar için oyuncu havuzlarının oldukça geniş olduğunu ve bu konuda hiçbir problem yaşamayacaklarını belirtti Üstündağ, TVF’nin sporla eğitimi bir araya getirerek bu sorunu aştıklarını aktardı.
Üstündağ, şöyle devam etti:
“Bunların hepsinin altında altyapının çok önem arz etmesi yatıyor. Bakın Türkiye’de okulu, yurdu olan tek federasyonuz. 363 öğrenci eğitim görüyor, 202 öğrenci yatılı olarak yurdumuzda kalıyor. Bu kişiler voleybol yetenek sınavından ve taramalardan geçerek okula alınıyor. Yani ‘Benim yüksek puanım var ben bu okulu istiyorum’ diye bir sistem bizde yok. O puanın yanında belirli istasyonlardan oluşan yetenek sınavlarımız var. Burada milli takım hocalarının, çok üst düzey teknik ekibin arama-tarama çalışmalarından sonra okul kayıtlarımız söz konusu oluyor. Sınavlardan geçen öğrencileri temelden başlatıyoruz”
“‘Fabrika Voleybol’ projesiyle üst düzeye erişen sporcuları kulüplere bedelsiz gönderiyoruz”
Voleybolu sadece okulla sınırlı tutmak istemediklerini ve daha da temele indiklerini dile getiren TVF Başkanı Üstündağ, ‘”Fabrika Voleybol’ projemiz var. 33 ilde faaliyet göstereceğiz. 6-12 yaş arası kız-erkek tüm voleybolseverlere kapılar açıyoruz. Tesisler oluşturuyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız protokolle buralarda faaliyet düzenlemeye çalışıyoruz. Bu çocukları yetiştirirken üst düzeye geleceğini düşündüğümüz sporcuları TVF Lisesi’ne alıyoruz. Sadece orayla da sınırlı kalmıyor. İkinci ligde mücadele eden kadın ve erkek takımlarımız var. Tecrübe kazanmaları için orada oynatıyoruz. Belli bir yaş kotası koyuyoruz. Yaşı geldiğinde eğer üst düzeye erişebilmiş, tercih edilmiş veya kabul görmüş oyuncularımızı kulüplere bilabedel servis ediyoruz, hiçbir ücret söz konusu olmadan. Bu vesileyle kulüplerimize de destek olmaya çalışıyoruz. ‘Birlikten güç, kuvvet doğar’ derler ya biz de bunu sağlıyoruz. Kulüplerle diyaloğumuz, iş birliğimiz, plan-program ve projelerde ortak hareket etmemiz, başarılarımızdaki en önemli etkenlerdir” değerlendirmesinde bulundu.
Futbolla sık sık kıyas edilmelerini de yorumlayan Üstündağ, voleybolda kat ettikleri mesafenin baz alınması tavsiyesinde bulunarak, “Yaptığımız işlerle başarıya gidiyorsak, kulüpler ve milli takımlar bazında mesafe kaydedip başarı yakalıyorsak; sadece sahada oynanan mücadele ile değil kurumsallıkta, proje bazında, sistemde bir başarı varsa bunların irdelenmesi gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Bir spor adamı olarak nerede görev alırsam projeleri hayata geçirmek için gayret gösteriyorum”
Bir dönem Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Basketbol Federasyonu’nda da görev alan 2016’dan bu yana ise Türkiye Voleybol Federasyonu için hizmetlerini sürdüren Üstündağ, “Bir spor adamı olarak nerede görev alırsak orada projelerimizi hayata geçirmek için gayret, çaba gösteren bir yapımız vardır. Ama ben böyle yapıyorum başkaları da böyle yapsın demek doğru değil. Ama neler yaptığımızı sorarsanız altyapı olmadan başarı olmaz. Altyapıda nasıl yatırım yaparsanız yapın ama bir proje, bir sistem hata geçirmek için yatırım yapmanız şart” şeklinde görüş belirtti.
Türkiye’de son dönemde federasyonlarda veya kulüp yönetimlerinde sporcuların az yer alması eleştiriliyor.
Sporun içinden gelen Üstündağ’a başarıya ulaşmada idari kadrolarda spordan gelenlerin önemini sordum.
Ortaokul yıllarında sporculuğum başladı. Türkiye ikinciliği derecemi ortaokulda aldım. Buradan başlıyor sporculuk hayatım. Sporculukta devam ettiniz, yöneticilik yaptınız. Sonra antrenörlük hayatınız… Kendi branşımda hakemlik hariç her bölümde görev aldım. Antrenörlük yaparken oradaki sorunları biliyorsunuz. Diğer taraftan yöneticilik yapıyorsunuz. Sadece federasyonlarda değil kulüplerde de görev aldığım için buradaki problemleri de biliyorsunuz. Bunların hepsi bir tecrübe, bir deneyim oluyor. Daha iyi iletişim kurabiliyorsunuz, daha iyi problemleri erken çözebiliyorsunuz. Tüm bunların olması elbette idari açıdan büyük bir avantaj oluşturuyor.
“Olimpiyatlarda şu ana kadar derecemiz yok, bir ilki gerçekleştirmek istiyoruz”
Gelecek ay Tokyo’da düzenlenmesi planlanan 2020 Olimpiyatları ile ilgili de görüşlerini aktaran Üstündağ, beklentilerinin yüksek olduğuna değinerek, şu yorumu yaptı:
Kadınlarda ve erkeklerde voleybolda beklentimiz yüksek. Her turnuvada bir madalya hesabı yapmıştık ki çok şükür bugüne kadar geldiğimiz noktada bunu büyük ölçüde gerçekleştirdik. Milletler Ligi’nde kalan 4 takımdan Avrupa Kıtası’ndan kalan tek ülke Türkiye. Diğer bölgelerden Brezilya, ABD ve Japonya kaldı. Buralarda hep derece elde etmek istiyoruz ve bir tecrübe, bir deneyim yaşıyoruz. Olimpiyatlar her ülkeden her sporcunun hayali. Şu anda ferdi olarak 100’e yakın kotamız var, takım sporlarında bir tek voleybol var. Olimpiyatlarda Türkiye olarak şu ana kadar elde ettiğimiz bir derece olmadı. Bir ilki gerçekleştirmek istiyoruz. Camiada da kamuoyunda da beklentiler bu doğrultuda. Biz bu beklentiye nasıl cevap vereceğiz, hedefe nasıl ulaşacağız? Tabii ki çok çalışarak… İyi bir kadroya, iyi bir oyuncu topluluğuna sahip olduğumuza inanıyorum. Nezih bir camianın temsilcileri olduğumuza inanıyorum. Dolayısıyla bugüne kadar yapamadığımız en iyi dereceyi elde edeceğimize inanıyorum.
Olimpiyatların ardından kadınlar ve erkeklerde Avrupa şampiyonasına katılacaklarını hatırlatan Üstündağ, bu organizasyonlardan da derece ile dönmeyi hedeflediklerini belirterek, “Son Avrupa Şampiyonası’nda Sırbistan’a kaybederek ikinci olduk. Şimdi finaller Sırbistan’da oynanacak. Sırbistan’a giderek başarılı olup inşallah finale kalarak Sırbistan’da rövanşı almak istiyoruz. Hedef ve hayallerimizi en üst noktalara kuruyoruz” şeklinde görüş belirtti.
“Başarıyı sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz”
2021 yılını voleybol yılı ilan ettiklerini ve Milletler Ligi, 2020 Tokyo Olimpiyatları, Avrupa Şampiyonası, kulüplerin Yeşilyurt ve Ziraat Bankası gibi kulüplerin uluslararası turnuvalarda derece elde etmesini hatırlatan Üstündağ, bu başarıları sürdürülebilir kılmak istediklerini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:
Yeşilyurt’un şampiyonluğu, ZiraatBank’ın final oynaması gibi önemli başarılar elde ettik. Bu başarıyı sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz. Sürdürülebilirlik üzerinde çalışıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada kadın-erkek ayrımı yapmadan Türkiye’de voleybol konuşuluyor, tartışılıyor, seyrediliyor. Bizi izlemeye, desteklemeye devam etsinler. Bizler de bu desteğe layık olmaya çalışacağız ve çalışmak için gayret göstereceğiz.